-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

Saç Baş Yolduran Ultra Sakin Film: Never Let Me Go

Saç Baş Yolduran Ultra Sakin Film: Never Let Me Go

Eğer hayata biraz değişik açılardan bakmak istiyorsanız, eğer " Ya neden böyle davrandılar şimdi acaba?" diye düşünüp bir filmdeki karakterlerin olaylara karşı tepkilerini sorgulamak hatta onlara kızmak istiyorsanız "Never Let Me Go" tam size göre. Türkiye'de 29 Nisan'da- yani ertesi sabah- gösterime girecek olan bu filmi Ocak ayında izlemiştim sanırım.  Kazuo Ishiguro  'nun romanından uyarlanan filmde Ruth ( Keira Knightley )  , Kathy (  Carey Mulligan  )  ve Tommy (  Andrew Garfield )  adlı gençlerin   hayatları anlatılıyor . Film, İngiltere'de  Hallsham adlı bir okulda yetişen kahramanlarımızın çocukluklarıyla başlıyor.  Hayatları boyunca okullarından hiç çıkmamış olan çocuklar, yaptıkları iyiliklerle puan topluyor ve haftada bir gelen ve kırık dökük oyuncaklar, kasetler eşyalar taşıyan adamı beklemeye koyuluyorlar. Topladıkları puanlar kadar eşya almalarına izin verilen çocuklar bu şekilde uyumlu davranışa itiliyor. Aynı zaman galerisi

Eski Donnie Darko ile Yeni Paralel Evrenler

Eski Donnie Darko ile Yeni Paralel Evrenler

Source Code , yani Yaşamın Şifresi henüz üç gün önce vizyona girdi. Ama şu ana kadarki referanslara bakılırsa oldukça ses getireceğe benziyor. Donnie Darko ve Brockback Mountain filmmlerinden tanıdığımız  Jake Gyllenhaal başrolde. İşte bu da trailer: Aynı Donnie Darko 'da olduğu gibi döngüsel zaman ve kuantum fiziği filmimizin ana temasını oluşturuyor. Tabii ki şaşırtıcı bir son da bu tarz filmlerde hemen hemen her zaman görüldüğü gibi bizleri bekliyor! Aslında bakılırsa Inception 'dan daha kafa karıştırıcı diyebilirim. Buradaki zaman-mekan döngüselleri  rüya içinde rüya görmekten biraz daha farklı ancak iki filmin de kesiştiği noktalar var; yapay bir dünya yaratmak gibi. Afganistan'da görev almış olan Yüzbaşı Colter Stevens bir anda kendisini bir trenin içinde gidiyor halde bulur. Oraya nasıl geldiği hakkında en ufak bir fikre sahip değildir. Ancak görünüşe bakılırsa karşısında duran kadın, Christina Warren, onu iyi tanıyordur. Colter aynadaki

Irısh Legends : Garbage

Irısh Legends : Garbage

Let's imagine about something dark. Whatever. If that dark imagination is a rainy day and If you stand in a huge and wet tree's shadow, your way is totally right for Garbage . I'm Only Happy When It rains is maybe one of the most pessimist song in the world. Lyrics has written by  Shirley Manson. ( the woman that I adore ) I'm only happy when It rains I'm only happy when It's complicated I'm only happy when it rains I feel good when things are going wrong I only listen to the sad sad songs I'm only happy when it rains I only smile in the dark My only comfort is the night gone black I didn't accidentally tell you that I'm only happy when it rains You'll get the message by the time I'm through When I complain about me and you I'm only happy when it rains If you are unhappy, Garbage is  never ever ever ever gonna make you happy. If you are looking something different, you are free to go! Lyri

Les Mains En L'air

Les Mains En L'air

Son derece ciddi mesajlar içeren Les Mains En L'air   (Eller Havaya ) filmi için oldukça laubali bir başlık seçtim. Neden bilmiyorum üstüme gelmeyin. İstanbul Film Festivali 2011' de gösterilen bu filmi devasa bir salonun ikinci sırasında izlemek zorunda kalan zavallı ben ve boynum diyebiliriz ki; çektiğimiz acılara değdi ! Aslında filmden önce yayınlanan reklamlardan sonra organizatörlerden birisinin gelip açıklama yapması ve akabinde yönetmen Romain Goupil 'in perdenin önüne gelmesi tam bir şoktu benim için. Filmin festivaldeki son gösterimi için Fransa'dan gelmiş olan Romain Goupil, bavullarıyla birlikte sinema salonuna koşturduğunu söyledi ve film bitiminde soruları almaktan memnuniyet duyacağını belirtti. Tabii Fransızca söyledi bunları. Hiç olmazsa yarısını anlayabildim söylediklerinin. Mutluyum, huzurluyum. Takdir olunası bir sağduyu örneği sergilenen bu filmde, Fransa'da göçmenlere yapılan muameleler ana temayı oluşturuyor. Henüz

Betona Gömülen Bir Aşk Hikayesi

Betona Gömülen Bir Aşk Hikayesi

Jeux D'enfants mevzu bahis. Türkçeye Cesaretin Var Mı Aşka? Olarak çevrilmiş ancak çevirenleri pek de suçlamamak gerek. Sanıyorum ki bu sefer suçu Fransızca çocukların oyunu anlamına gelen jeux 'enfants ı"Love Me If You Dare" diye çeviren Amerikalılara atmamız en doğrusu. Belçika'da geçen bu aşk öyküsü Julien ( Guillaume Canet )ve Sophie( Marion Cotillard ) henüz sekiz yaşlarındayken başlar. Polonya göçmeni olduğu için sürekli dalga geçilen Sophie'ye sahip çıkan , küçük Julien'in de hayatında büyük sorunlar vardır.Annesi ölmek üzere olan bir kanser hastasıdır ve kurtuluşu neredeyse imkansızdır. Bununl yüzleşmeye çalışan Julien'in bu zor döneminde en büyük kurtarıcısı Sophie olmuştur.Kendi oyunlarını bile icat eder Julien ve Sophie.Julien'in annesinin verdiği üzerinde şekiller olan bir metal kutuyu kim elinde bulunduruyorsa, diğerine yerine getirmesi için bir görev verir. Görevi alan eğer başarılı olursa kutuyu o alır ve diğerine gö

Bir Kâbusa Ağıt

Bir Kâbusa Ağıt

Dilimize Bir Rüyaya Ağıt   olarak çevrilen Requiem For A Dream, oldukça ses getirmiş ve birçok insanı etkilemiş bir film. 1978 yılında çıkmış olan  Hubert Selby Jr .'ın romanından uyarlanan bu film, eğer yanlış bir zamanda izlenirse tüm yaşam enerjinizi tüketecek nitelikte. Ayrıca filmdeki sahneler pek bir cüretkar olduğu için bazı sahnelerin kesilmesi istenmiş, ancak yönetmen Darren Aronofsky , eğer sahneler kaldırılırsa filmin bütünlüğünün bozulacağını söylemiş, bu nedenle de film Amerika'da sakıncalı filmler kategorisine alınmış. Birçok sinema salonu sakıncalı filmleri yayınlamadığı içinse gişe başarısı oldukça düşmüş. Spoiler- filmde hiçbir güzel olay olmuyor . -Spoiler Filmin sountracki sanıyorum ki atv'nin ana haber başlangıç müziği. Müzikler  Clint Mansell ve Kronos Quartet tarafından derlenmiş. Çok da güzel olmuş. Ayrıca müzikleri Da Vinci Şifresi ve Yüzüklerin Efendisi gibi filmlerin fragmanlarında da dinlemek mümkün. Yıllar önce bir arkadaşım

Anna Karenina

Anna Karenina

  Dünya'nın en iyi romanı olarak kabul edilen Anna Karenina , Lev Tolstoy 'un bu derece ünlü ve saygıdeğer bir yazar olmasının yazılı kantı. Tabii ki; Savaş ve Barış 'ı da kesinlikle göz ardı edemeyiz. Roman yalnızca tek bir karakterin üzerinde devam etmiyor. Tolstoy, kendisinden yola çıkarak oluşturduğu Levin karakterini  birçok bölümde Anna Karenina'nın olaylarının önüne koyuyor. Bu açıdan bakıldığında kitabın çok daha fazla Levin ve onun yaşantısı, toprak dağılımı ve eğitim hakkındaki düşünceleri gibi birçok değişik konu Anna Karenina konusundan çok daha fazla irdelenmiş.  Konuyu bir kenara bırakırsak, Tolstoy, özellikle kitaptaki yedi ana karakteri betimlerken olağanüstü denilebilecek bir gözlem kullanmış. Eminim yıllar geçtikçe, ben de piştikçe, bu kitaplardan yaptığım çıkarımlar da değişecek ama tek şey biliyorum ki  kaç yaşında olursam olayım Tolstoy'un mükemmel karakter tahlili  ve anlatı yeteneğine hayranlık duyacağım. Kitabı özetleyecek ol

Kaybetmenin Dayanılmaz Hafifliği

Kaybetmenin Dayanılmaz Hafifliği

                         Kaybedenler Kulübü  filminden bahsediyorum, evet. Hayatta maddiyata önem vermeyen, kendi kafasına göre yaşayan, kurallarını kendi koyan adamlar düşünün. Az sayıda oldukları belli. Onlar gibi olmak isteyen binlercesi de var. Zaten olgunluk döneminden sora bile bu tarz bir nevi "yarını belli olmayan" yaşam biçimini halen benimsiyor olanlar gerçekten hayat felsefesini bu yönde belirlemiş olanlar. Yoksa bir Issız Adam filmi furyası boyunca etraf  Issız Adamlar la dolmamış mıydı? Bağlanmaktan korkan ve bunun maharet olduğunu düşünen gençler. Hemen hemen herkes bu yollardan geçer sanıyorum ki :) İşte bizim de hikayemizin  kahramanları, Kaybedenler Kulübü adlı bir radyo programı sunan, hayatı geldiği gibi yaşayan iki adam. 90'lı yıllarda gerçekten olan bir radyo programı bu . İki kafadar, aynı sinemadaki gibi diledikleri konuda  sanki evde konuşuyorlarmış gibi rahatça konuşuyorlar yayında. Arayan bayanlara "Merhaba"  demek yerine, "P

Infinyteam