-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

Dogtooth

Dogtooth

Saf Gerçekliğin Rahatsız Edici Yüzü: Dogtooth "Su Tunç'un (yani kendimin)  Eksiyirmidört dergisine yazdığı yazıdır..." Bilimkurgu filmlerinin sıkça kullandığı belli bir grubun alt grubu tamamen tekeline alması durumu Kynodontas'da -hemen herkesin ilköğretim birinci sınıfa öğrendiği gibi- toplumun en küçük yapı taşına, yani aileye indirgenmiş. Sözlerimden Kynodontas'ın, yani Köpekdişi'nin bir bilimkurgu filmi olduğu çıkarılmasın. Giorgos Lanhimos'un yazıp yönettiği bu film, günümüz dünyasındaki kapitalist düzenin harita ölçeğiyle küçültülüp bir aile üzerinden oldukça çarpıcı ve çoğunluğun fikrine göre de "rahatsız edici" bir şekilde anlatılmasını konu ediyor. 2010 yılında En İyi Yabancı Film dalında Oscar adayı olan Yunan yapımı bu film, Giorgor Lanhimos'un üçüncü uzun metrajlı filmi olma özelliğini taşıyor. Çarpıcı ve insanın içine işleyen bir senaryo ve sekanslar arası geçişleriyle tam da amaçlandığı gibi insanı boşluk

Sóley

Sóley

Hani mükemmeli bulursunuz ya, ( böyle bir olay var mı ben bilmiyorum ama bulanlar varmış) işte o mükemmele en yakın olanlardan birisi Soley benim için. Müzik bağlamında tabii ki. İzlandalı piyanist bir ablamızdan bahsediyorum. Kendisi pek bir şirin, pek bir tatlı. Ne yazık ki Barok tarzından esinlenen müziğiyle ben başka dünyalara alıp götürüyor. Ne yazık ki bu dünyalardan hiç birisinde şekerlerden yapılma pembe evler, balkabağından arabalar, beyaz atlı prensler yok. Hepsi birbirinden ayrı tonda siyah renklerle kaplı. Hele ki tam adı Sóley Stefánsdóttir olan hanım kızımız o insanı delik deşik eden Björk gibimsi ama değil de gibimsi sesiyle şarkı söylemeye başladığında siyahlardan siyah, grilerden gri beğeniyorsunuz. Eğer sizin de "mükemmeliyet" tanımınız bunun gibi bir şeyse, kesinlikle durmayın derim. Çünkü Sóley öyle oturup " Hadi şunu da bir dinleyeyim bakalım neymiş." denilecek bir müzik yapmıyor. O müzik sizi içine çekiyor, hakiyâesini anlatıyor, yaşam

Neon Indian

Neon Indian

Karşımızda oldukça yeni bir grup var. Henüz 2008'de kuruldular. Yaptıkları müzik de en az grupları kadar yani. MGMT ve Pnau benzeri bir new wawe grubu Neon Indian. 1988 Meksika doğumlu  Alan Palomo tarafından kuruldu ve çok yeni olmalarına rağmen "Polish Girl" adlı bir hit çıkarmayı başardılar bile. Ancak grubun popüler olan bir iki şarkısının dışında çok daha az önemsenmiş, az önemsendiği kadar da güzel olan başka parçaları da var. Şahsen bu grubu bulduğum için çok mutluyum ben. Az bilinen güzel parçalarından:

Architecture in Helsinki

Architecture in Helsinki

Hayır hayır, Helsinki'deki mimari yapılardan bahsetmiyorum. Gerçi günümüz Helsinkisini Helsinki yapan mimar Alvar Aalto ile ilgili de bir yazı hazırlayabilirim ama Architecture in Helsinki'nin mimarlıkla, hatta ve hatta Helsinki ile bile bir alakası yok. Avustralyalı bir indie rock/pop grubu konumuz bu sefer. FIFA 2011'de de bulunan şarkıları "Escapee" in cidden dinlenesi türden olduğunu belirtmek isterim. En büyük özellikleri yalnızca elektro gitar, bass, bateri ve vokalistten oluşan bir grup olmamaları. Mutli- enstrumantalist yapıları nedeniyle müziklerini çok daha geliştirebilme ve farklı alanlara yönelme imkânı buluyorlar. Nitekim gruptan 2006 yılında ayrılan "Tubist" Isabel Knowles'ın yanısıra şimdi grupta olan Kelli Shuterland klarnet, Gus Franklin ise trombolin çalmakta. http://fizy.com/#s/1cv5y2 Wikipedia'da adlarına Türkçe bir sayfa yok ancak grupla ilgili diğer tüm detaylar buradan bulunabilir. Eğer canını

Jaga Jazzist

Jaga Jazzist

Benim favori parçam: http://fizy.com/#s/1ohph8 Önümüzdeki günlerde İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin Santral Kampüsü'ndeki Tamirhane'de arz-ı endâm edecek olan bir grup Jaga Jazzist. Norveç kökenliler ve çok sesli jazz yapıyorlar. Daha doğrusu tarzlarına Nu Jazz, Electronica, Experimental Rock ve Jazz desek yanlış olmaz. 1994'den beri sayısız ülkede sahne alıp sayısız grup üyesi eskittiler. Bize bu derece uzak olan bir ülkenin insanlarının ürettikleri müziğin de uzak olacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Zira Jaga Jazzist uluslararası ölçütlerde yaptığı müziğiyle yediden yetmişe herkese hitap edecek düzeyde. 21 Ocakdaki gösterilerine giderek İskandinavya'da Nu -Jazz akımının abşlatıcları olan bu jazzmen/jazzwomen topluluğu keşfetme imkânı bulabilirsiniz!  Onlar Facebook hesaplarından İstanbul'a gelmek için sabırsızlandıklarını söylediler bile... Detaylı bilgi için: jagajazzist.com

Infinyteam