-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

The Knife




Bayağı zamandır müzikle ilgili bir şey yazmadığımı fark ettim.  Aslında bu da bir yalan. Gerçeği, bir nevi " Her şeyi de yazmayıvereyim, bana kalsın sadece ben dinleyeyim" tribimden dolayı. Halen öyle yaptığım birkaç grup/müzisyen var. Onlara belki başka bir zaman değinirim. şidmi sıra aslında "80'lerin sonu, 90'ların başında doğan" gençliğin iyi bildiği bir grupta. Çoğu kişi farkında olmadna biliyor bu grubu. Neden mi?  İşte açıklaması:

Birkaç sene önce sürekli Dream TV, MTV gibi müzik kanallarında dönüp duran Norveçli elektropop grubu Röyksopp'un What Esle Is There? şarkısını hatırlarsınız. Hani şu çok güzel Norveçli bir ablanın havada süzüldüğü klibe sahip olan şarkı. İşte oradaki ses aslıdna İsveçli grupThe Knife'ın vokalisti Karin Dreijer'e ait. Yalnızca bu da değil, şarkıalrı birçok filmin sountrackinde de bulunuyor. Ama en güzel halini soracak olursanız ne Röyksopp'daki vokal ne de sountrackler; sahne şovları!

Karin'in kardeşi Olof da altyapısını oluşturuyor şarkıların. Abla kardeş birlikte güzel güzel geçinip gidiyorlar. Grup artık maalesef ki canlı gösteri yapmıyor. Ama şimdiden bile ölmeden mutlaka izlenmesi gereken, efsane sahne şovlarına imza atmış durumdalar.

Yüzlerini göstermekten hoşlanmıyorlar. Karin Dreijer Andersson evli ve iki çocuğu var. Ama çocuklarını adlarını açıklamıyor. Her yere maskeyle çıkıyorlar vs. Tabii yüzlerini biliyoruz. Benden bir tavsiye, sahne şovlarına ve garip maskeli hallerine kanıp çok çılgın tipler beklemeyin. Bildiğin gözlüklü entelektüel şahıslar ikisi de.

Entelektüel oldukalrını da Olof Dreijer'in Kuzey Avrupa'da yükselen ırkçılık aımlarıyla ilgili yapmış olduğu röportajı okursanız çok net bir biçimde analrsınız. Adam DJ bildiğin ya, sana ne entegrasyonan, göçten, doğu-batı çatışamsından? Amsterdam'daki şahane İngilizce konuşan dilencilere benziyor bunlar da. Söyleyecek kelime bulamıyorum..

İşte Olof Dreijer'in ırçkılık ile ilgili sözlerinin bir kısmı:

Bir gün kolektif kimliklere ulaşacağımızı umut ediyorum; zorunlu biçimde bir özdeşime dayalı olması gerekmeyen, dayanışma ve saygı temelli bir kolektiviteye.
“İsveç’te bireysellik doktrini ve demokratik refah sisteminin tasfiyesine dayalı bir egemen politika anlayışı yürürlükte. Bu ise insanları tamamen hayatı idame sorunlarında odaklaştırıyor, kolektif bir politik düşünce tarzının gelişimini engelleyerek, sadece korkuya dayalı bir politik pratiğin gelişmesine uygun bir zemin yaratıyor.....


Su Tunç
QuickEdit

You Might Also Like

Hiç yorum yok

Infinyteam