-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

Luigi Lunari - Three on the Seesaw





Türkçe'ye Tahterevallide Üç Kişi olarak çevirisi yapıldı Lunari'nin en bilindik oyunun. İzlediğimde on veya on bir yaşındaydım henüz. Annemin lise son sınıf öğrencileriyle gitmiştim. Şimdi o örenciler ne haldedirler hiçbir fikrim yok ancak benim hayatım boyunca unutamayacağım bir anımdaki davetsiz misafir olarak yer almaktalar. At gözlüğü takacak halim yoktu ya! Sahneye bakarken sağdan soldan onları da görüyordum. Ancak asıl olay sahnedeydi. O zamana kadar Tchaikovsky üçlemesini (Kuğu Gölü, Fındıkkıran, Uyuyan Güzel) görmüş, Sihirli Flüt'e, Carmina Burana' ya ve hatırlamadığım kadar tiyatroya gitmiştim. Birçoğu damağımda hoş bir tat bıraktı. Ancak bu oyun yok mu ah bu oyun? Bırakın damağımda hoş bir tat bırakmayı,     bana ağız göz girişerek beş duyu organımı da köreltti. İçimde yalnızca geniş, simsiyah bir boşluk duygusu bıraktı ve beni terk etti.

Luigi Lunari 1934 yılında Milano'da doğmuş. Ünlü Piccolo Tiyatrosu'nun dramatürlerinden. Tarihle de bayağı haşır neşir. Halen de yaşıyor amcam. Daha da uzun uzun umarım.


Tahterevallide Üç Kişi, biri iş görüşmesi yapmak, diğeri sevgilisiyle buluşmak, diğeri de bir arkadaşına uğramak için gelip, sokağa çıkma yasağının başlamasıyla aynı odaya tıkılan üç adamı konu ediyor. 
Epik tiyatro örneği olduğunu düşünüyordum önceleri kendisinin ancak sanırım ki değil. Klasik tiyatronun en modern örneği gibi bir laf etmişler ancak benim izlediğim tiyatronun ne Klasisizm'den, ne Romantizm'den ne de Empresyonizm'den kaptığı herhangi bir şey yok. Sürrealizm ve Dadaizm arasında salınıp duruyor. Tabii bunları ben düşünüyorum. Düşünmesem ne olurdu? Olmazdı. Herkes düşünebilir. Takışabiliriz böylece. Ne de olsa saksı bedava!

Hoop geldim gene kendime. Bu üç apayrı karakter tıkıştıkları odada birbirleriyle yüzleşirler. Olaya içlerinden ne geçiyorsa bir anda içinde beliren sihirli bir buzdolabı da dahil olur. Bu apayrı adamları birleştiren tek unsur ise 'kadın'dır. Sanırım on yaşımdaki halimle bu tiyatrodan yaptığım en sağlam çıkarım buydu. 


Benim bu oyunu bu kadar garipsememin sebebi ise sanırım böylebir kafaya alışık olmamamdan kaynaklanıyor. Asıl anlatılmak istenenin dolaylı olarak, simgelerle anlatımı; bu nedenle de gerçeküstü ögelerin sanki normal hayatımızın bir parçasıymış gibi olağan karşılanması bende şok etkisi yaratmıştı. Zira daha iki saat önce ne yaptığını hatırlamayan ben, oyundaki ayrıntıların neredeyse tamamını son derece net bir biçimde hatırlıyorum. Umarım bir kez daha oynar tiyatrolarda da bu sefer on yıllık görmüş geçirmişliği üzerine koyar, bir de bu şekilde izlerim bu egzantirik oyunu.

QuickEdit

You Might Also Like

1 yorum

Adsız dedi ki...

Oyun hakkındaki düşüncelerinize teşekkürler. On, on bir yaşlarındayken izlemiş olduğunuzu düşünürsek paylaştığınız düşünceler oldukça değerli. Klostrofobik bir oyun ve oldukça soyut......(Bu arada ben oyunun çevirmeniyim....:)))

Infinyteam