Tür: Aksion, doğaüstü, shounen, macera
Bilmiyoum henüz Attack on Titan'ın adını duymayan kaldı mı; (Mutlaka kalmıştır tabii. Mübalağa ediyorum) ancak Shingeki No Kiyojin, mot a mot Japonca çevirisyle "Devlere Karşı Savaş" 2010'lu yılların en güçlü yapımlarından biri olarak öne çıkıyor. Her live action yapım gibi birçok olumsuz tepki alan iki filmi de yapıldı ayrıca. Ancak ben gene de hikayeyi mangasından takip etmenizi öneririrm; hala aylık yayınlar olarak devam etmekte. Pek de güzel.
Olayı kısaca açıklayayım; insanlık (paralel evren tabii canım) 13. yüzyıl civarında sonradan "Titanlar" adını verdikleri yalnızca insan eti yiyen dev yaratıklarla tanışıyor. Yemek yemeden de yaşayabilen ancak insnaları tatlarını sevdikleri için öldüren bu Titanlar kısa sürede insan ırkının sonunu getirmeye başlıyor."Doğu" diye bir kavram kalmıyor ortalıkta ve 18. yüzyılda artık insanlar Almanya civarlarında bir yerde üç kademeli duvrların içine saklanıp yaşamaya balşıyorlar. E, tabii paralel evren bu ya, tüm yaşam biçimi ve teknolojik gelişmeler de Titanlar'dan korunmaya veya Titanlar ile savaşmaya yönelik gelişiyor.
Yüzyıllar boyu Titanlar'la savaşmaya çalışan ve sürekli bu boş kafalı hebelek devlere yem olan insanoğlu askeri eğitimlerini de kralı koruyan ve Titanlar ile savaşan kesim olarak ikiye bölüyor ve bu konuda eğitimler vermeye başlıyor. Bizim hikayemiz de içinde bu duvarın ötesine gitme ve Titanlar'la savaşma isteği olan on yaşındaki Eren Yaegar ile başlıyor. Evet, yanış duymadınız,; Eren Yaegar. Çocuğun adı Eren. On yedi veya on sekizinci yüzyıllarda Alamanya'ya göç eden gurbetçilerimizden birinin oğlu olduğundan şüpheleniliyor. Bazı Türkçe yorumlarda okuduğuma göre serinin mangakası Hijayama Eren ismini Almanya seyahati sırasında duymuş, çok beğenmiş ve ana karaktere bu ismi layık görmüş. Ancak bu yorumları destekleyen, Hijayama'ya ait herhangi bir açıklama bulamadım. O yüzden siz Eren'i Türkmüş gibi kabul edip bağrınıza basabilirsiniz. Sonrasında ismin Türkçe kökenli olduğuna dair açıklama geldi zaten ama işte yazar ilk başta bu arkadaşı yarı- Türk olarak mı düşünmüş yoksa tamamen tesadüf eseri mi o belli değil. Çocuk da esmer zaten. Boşverin böbürlenin, kim görecek!
Eren Yeagar (Jager), bir sene önce insan kaçakçılarının elinden kurtardığı, Mikasa Ackerman (Mikasa'nın hikayesini açıklamayacağım burada. Kendisi yarı Asyalı- yarı muhtemel Yahudi) ve her seferinde başını beladan kurtardıkları fiziken zayıf zihnen güçlü Armin Arlert ile askere- Survey Cops - yazılıyor ve Titanlar'a karşı savaşan savaşçılar haline geliyorlar.
Eğitimlerinden beş yıl sonra, henüz on beş yaşındalarken de Eren'in bir Titan tarafından yutulmasıyla olaylar gelişmeye başlıyor. Yutuduğu Titan'ın içnde kendisi on dört (rakamla 14 ) metrelik bir Titan haline gelen Eren, sonradan katılacağı duvarın ötesine giden Titan Savaçıları ile Titanlar'ın sırrını yavaş yavaş çözmeye başlıyor. Valla mangada çok yol aldılar. Anime bayağı geriden izliyor.
Her daim tavsiyem, hikayeyi takip etmeye manga ile başlamak. Ancak bu serinin animesi de çok, çok güzel. Özellikle kulalnılan pastel tonlar o kadar hoşuma gidiyor ki anlatamam! Misal çok sevilen bir anime olan Code Geassı'n Bubble Gum sakızlarının ambalajı gibi olan renklendirmesi yüzünden animeden soğumuştum bir ara. Ama tabii Code Geass da çok güzel animedir (mangası yok) yabana atmamak lazım. Yine de siz Shingeki No Kyojin'in animesine bakın, diğer animelerden farklı, daha sakit vve belki de Avrupai (olayın geçtiği lokasyon ve karakterler açısından doğru bir seçim ) olduğunu göreceksiniz.
Levi aka. "İnsanlığın En Büyük Silahı"
Levi
Bu arada Levi Ackerman ile ilgili laf etmedim burada. Ancak maşallah kendisinin "Yaoi" fan resimleri her yerde. Erwin x Levi, Levi x Eren, Farlan x Levi vs. fiyuu! Herhalde 2014-205 döneminde çok açlık vardı bilemiyorum. Neyse, iki sene üst üste "En popüler anime karakteri" ödülünü kazanan bu karakter ile ilgili ayrı bir blog yazısı yazmayı düşünüyorum çünkü gerek manganın "Special" bölümleridne gerekse animenin OVA'larında kendisinden ve geçmişinden epey bahsedilmekte. Ancak baştan diyeyim, Levi 34 yaşında ve ben gerçekten her Shingeki No Kiyojin arattığımda Levi x Eren Yaoileri görmekten sıkıldım. Yapmayın etmeyin güzelim animeyi ve güzelim karakteri (Eren'i herhalde kimse çok sevmiyor. Levi'den bahsediyorum) bu işlere bu kadar da bulaştırmayın. Gözlerim yandı yok yere :( Zaten arakdaş belli yani üstelemeye gerek yok.
Not: Eren, Mikasa ve Armin üçlüsünden herhangi birini çok seven varsa eğer bana açıklarsa çok sevineceğim. Hayatımda bu kadar başarısız ana karakterlere ve mükemmel yan karakterlere sahip hikaye görmedim ben arkadaş. Üçü arasından ben Armin derim ancak gelmişiz kraliçe seçimine (mangadan spoiler ama zaten bir şey anlamayacağınız için önemli değil) arkadaş hala "Ben güçsüz müyüm? Kimim ben?" bunalımları yaşıyor. Yine de Eren kadar iç karartıcı değil.
Neyse, Levi, Hang Zoe ve Jean; sizleri seviyor, gözlerinizden öpüyorum. Siz olmasanız bu üçüyle geçmezdi mu manga / anime.
