-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

Anime / Manga Önerileri 6: Death Note (Desu Noto)



Tür: Shounen, macera, doğaüstü







Anime ve manga önerileri yazıp Death Note'u atlamak olmazdı. Başlı başına bir animeye / mangaya başlama kipi olan Death Note'u çok sevdiliği için değil, içimden gelerek, göööööğsümü gere gere ekliyorum anime ve manga tavsiyelerime. Tabii Death Note daha çok anime, manga, üç live action film, bir live action dizi, iki light novel ve birkaç oyundan oluşuyor. Hatta üçüncü live action filmi 2016'da geliyormuş. Etinden sütünden faydalandılar bu güzelim manganın anlayacağınız. Hala da bitmedi. Hala faydalanıyorlar ve inanmazsınız, hala da iş yapıyor köftehor ya! (Yalnız ben de Death Note ile iligli çıkan her işi takip ediyor, arkadşalara para kazandırıyorum, çaktırmayın. )


Death Note, Naruto ve Full Metha Alchemist ile birlikte ennnnnnnnn bilindik animelerden. Yine bu sebepten mangalarını frençayz herhangi bir kitapçıda bulmanız mümkün. En minnak Di en Ar'da bile -arada bazı kitapları eksik olsa da- Death Note'un manga volümlerine (mangasının kitaplaştırılmış  haline) ulaşabilirsiniz. Hiç animeye, filmlere milmlere girmeden, kafanızı bulandırmadan bence okuyun mangayı mis gibi. 12 kitaptan oluşuyor. Bir de "How to Read?", "Nasıl Okunur?" adlı bir 13. kitabı var. Kurgusu karışık olduğu ve olay çok tempolu getiği için karakterler hakkında yeterince bilgi sahibi olamadığımız için mangayı açıklayıcı bir rehber niteliğinde bu kitap. İyice hayranı olursanız zaten kendinizi tutamayıp 13. kitabı da alırsınız.


Bin tane filminin dizinin olduğunu, hikayeyi açıklamak için aryıca kurgguyu açıklayan bir kita gerektirdiğini söylediime göre Death Note'un hiç de öyle "Amaaan her önüne gelen izliyor bu çizgi filmi" diyebileceğiniz bir yapım olmadığını anlamışsınızdır umarım. Tempolu ve ince kurgusu, tam on ikiden vurulmuş, okumanızın üzerinden yıllar geçse de her hatırladığınızda içinizin cız edeceği karakterleri  barındıran fevkaladenin fevkinde bir hikaye vesselam.

Hikaye filmlerinde ve dizisinde çok değiştirildiği için (hatta birebir denilen animesi de mangada olmayan bölümler içermekte) ben manganın hikayesini anlatacağım. Filmlerde çok önemli bir karakter için alternatif bir son var. Dizide de olay bir başka ele alınıyor. Kafalarına göre kırpmışlar, işte "Masraftan kaçınalım olm kim Amerika'ya kadar gitçek?" diyerek New York ve Los Angeles da geçen mithiş bölümleri ya toptan çıkartmış ya da tutmuş Kanto Bölgesi'nde çekmişler filan o yüzden siz benim anlattığım hikayeye kulak verin. Benim anlattığım orijinali.


Dehşet yakışıklı, keskin zekalı, kendine güveni tam liseli bir memur çocuğunun lisesinin bahçesinde üzerinde Death Note (Ölüm Defteri) yazan bir defter bulur. Defterin içinde o çok ünlü (Tabii bilene ünlü. Bilmeyene davul zurna çalsam caz. Bu laf böyle değildi ama neyse şimdi) "How to Use" bölümüne bakar. "Ana! Ba ba ba ba!" der. Göya deftere ismi yazıln kişi ölürmüş de bilmemneymiş de!.. Lislei kaçığın birinin uydurduğu bir şey sanar önce. Bulduğu yere bırakır defteri. Sonra da "Ya bıraktık ama şimdi eşeğ de sağlam kazığa bağlamak lazım" der. Tam da onluktur bu düşünce. Fikir saçma da olsa, milyarda bir ihimal, gerçek bir Ölüm Defteri'nin gücünü başkasını kaptırmya gönlü razı gelmez ve defteri bıraktığı yerden alıp çantasına koyar.

Eveeet, hikaye böyle başlar. Bir genç içine isimini yazdığı kişileri öldüren bir defter bulur. Tamam, güzel. E, hikayenin patlaması için bir amaç bir pörposs lazımdır. O da kahramanımızın, Yagami Light'ın dünyayı suçlulardan arındırmak istemesi olarak belirlenir. Gücünün  farkına çok kısa sürede varan Yagami, odasına beliren Ölüm Meleği'ni görünce ilk bir irlikir ancak sonradan "Beliyordum böyl bir şeyi. Böyle bir defterin de sahibi senin gibi bir arkadaş olabilirdi ancak" vari bir laf eder Ölüm Meleği'ne. Ölüm Meleği = Şinigami. 

Ryuk(u)

Bizim kuul, "Amaaan defteri kullanırsan ekime, kullanmazsan da ....me" diye takılan Şinigami'miz Ryuk Light'ın elinde olan gücü bu kadar çabuk kavraması ve onu belirli bir amaç uğruna kullanmaya başlaması karşısında şaşırır. Cezalandırılacağını sanan Light'a "Dünyaya düşen Death Note, ona ilk dokununa ait olur" diye açıklama yapar ve Light'ı daha da yüreklendirir. 

                                                                                                                                                      Ryuk'u görmek için öncelikle bir 
                                                                    Death Nota'a dokunmuş olmanız gerekir. 


İşin aslı, Şinigami dünyasında sıkılan Ryuk, insanların eğlenceli olduğunu düşünür ve başka bir Şinigami'nin defterini çalarak dünyaya bırakır. "Kim alırsa alsın, biraz eğlenirim" mantığı güder. Defter Yagami gibi soğuk  ve keskin bir dehanın eline geçince de dünyadaki suç oranları bir anda çiyuuuuuuv diye düşmeye başlar. E tabii İnterpol durur mu? Dünyanın en iyi dedektifini çağırır; belki de dünya üzerinde ençok sevilen manga/anime karakteri olan L'i. 

Wathashi wa Eru desuuuu! (L)


Dünyanın en iyi (aslında en iyi ikinci ve üçüncü  dedektifi de odur) dedektifi olan L hemen işe koyulur ve şaşılacak derecede kısa bir zamanda Yagami'nin Japonya'nın Kanto Bölgesi'nde yaşadığını, hemen sonra ise Japon polis teşkilatından biri veya teşkilattaklerin ailele üyeleridnen biri olduğunu keşfeder. Yagami'miz memur çocuğu demiştim; babası bizzat bu soruşturmayı yürüten komiser Soichiro Yagami'dir ve Light Yagami kolayca babasının bilgisayarını hacklemektedir.


FBI ajanlarının başına gelenlerden sonra çemberi iyice daraltan ve Kira adı verilen suçlu katilinin (Kira, Killer'dan gelmekte. Caponlar L hatfini R olarak telaffuz ettikleri için Killa olur size Kira) şakası olmadığını anlayan L, Yagami ile aynı üniversteye yazılır ve bingo! 



Sonrası üç boyutlu bir satranç oyunu kıvamında ilerler. L olduğunu söyleyen gairp bir tiple tanışan Yagami (Gerçek, öz be öz L gidip tanışır tüm riskleri alarak. Ölürse eğer, katilin Light olduğu anlaşılacağından cesaret isteyen ancak oldukça mantıklı bir hamledir aslında)  "Şu hareketi yaparsam Kira olduğum anlaşılır. Amacı zaten şunu yapmak..." şeklinde düşünmeye başlar. Ne tesadüftür ki, L'in de akıl yürütme şekli aynıdır ve bize de artık yan yana duran ve dışarıdan yakın arkadaşlar gibi görünen bir seri katil ve müthiş bir dedektifin akıl oyunlarını zevkle izlemek düşer.


Bu da filmdeki L. Kendisi Capondur ancak Death Note'un yaratıcısı Tsugumi Ohba L'in çeyrek Japon, çeyrek İngiliz, çeyrek Rus, çeyrek de İtalyan veya Fransız olduğunu açıklamıştır. 



Bu akıl oyunları manga boyunca bitmeyip, hatta başka karakterlere de sıçradığından -Mello ve Near- 13. kitabın, "Nasıl Okunur?" un alınması belki birçoklarımız için çok daha açıklayıcı olacaktır.
Kahküllü çikolata canavarı: Mello
Oyuncaklarla oynayan: Near.
Hikayenin ilerleyen bölümlerinde ortaya çıkıyorlar. Birçok kişinin aksina ben iki karakterin de çok iyi olduğunu düşünmekteyim. Birçok kişi duygusal davranıp bu iki karakteri "sevmemeye" şartlıyor kendini sanırım. Eğer L bu kadar iyi düşünülmüş, bu kadar "dehşet" bir karakter olmasaydı Near ve Mello çok daha fazla sevilirdi. Sırf bu nedenle iki karakterin de yeterince detaylı anlatılmadığını düşünüyorum.






Not: Fimlerini beğenmesem de dizisini sevdiğimi söyleyebilirim.


Not 2: Animesinin soundtracki müthiştir bu arada. Ayrı bir yazımda anime soundtracklerini ele almayı planlıyorum. Yine de o zamana kadar beklemek istemiyorsanız buradan buyrun. Her birinin kişiliğine uygun, mithiiiiiiiş temalar! Özellikle Mello Theme şiddetle tavsiye edilir.




L Theme :
https://www.youtube.com/watch?v=1qJI-Sx-GDo

Kira Theme:
https://www.youtube.com/watch?v=KlULoQj3nao

Near Theme:
https://www.youtube.com/watch?v=UQiIEbf5fuY

Mello Theme:

https://www.youtube.com/watch?v=kWs1vj1wbrQ












QuickEdit

You Might Also Like

Infinyteam