-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

Anime / Manga Önerileri 7: Steins; Gate ( + Analiz)




Tür: Bilimkurgu, aksiyon, macera, shounen

(Analiz bölümü aşağıda)



Tanıtım

"DÜTTÜRÜÜÜÜ!!!" Bilim kurgu sevenler! Zaman yolcuğu denilince hoplayıp zıplamaya başlayanlar! Kelebek etkisi lafını duyunca midesinde kelebek uçuşanlar! Toplaşın toplaşın çok müthiş anime geldi!

Yazıya neden "DÜTTÜRÜÜÜ" diye başladığımı anlamanız için animeyi ilemeniz gerekiyor. Daha olayın başından merak uyandırayım da oturun izleyin bu güzel animeyi. 

Aslında Steins; Gate görsel roman olarak 5pb Südyoları'nca hazırlanmış bir oyun. Oyun çok tutulunca mangası da animesi de çıkmış tabii sonradan Genelde önce manga çıkar, sonra oyun ve anime, sonra çok çok tutulduysa live action (çizgi karakterlerin gerçek yaşama uygulanmış halleri) filmleri ve bazen de dizileri çekilir. Steins; Gate de bu işin tam tersi olmuş. Ahahaha zaten hikaye de tersten. Cuk oturmuş böylece gidişata. 


Elde var biiir! Kendine "Mad scientist" diyen, "Organizasyon" adını verdiği gizli bir örgüt tarafından izlendiğini düşünen ve günü birinde zaman makinesini icat edevceğine inanan Okabe. Müthiş bir karakter. Her karakter için demem bunu. Ne Yagami Rayyto için derim ne de Löluş; ne Eren ne de Levin. Bir Ken Kaneki'yi seviyorum çok onun da mangadaki halini. Haise haline de yeni yeni alışmaya başladım zaten. L'i de severim çok. Okabe'nin L, Löluş gibi karakterlerden farkı, amacın -en azından başta sunulduğu üzere- karizmatik bir karakter yaratmak olmaması. Tam tersi, karizmatik karakterimiz bu hikayede bir hatun; Makise Kurisu. Her ne kadar Tsundere bir hatun olsa da, tüm Tsundere'lerin içinde en iyi işlenmiş karakterlerden biri olduğunu başım açık karnım tok, sırtım pek söyleyebilirim. Deha deha! Beyin fışkırıyor kızdan. Bu da elde var ikii!


Bizim bu çatlak, kendi kendini "mad scientist" ilan etmiş olan Okabe bir gün bir biliminsanının (erkek) konferansına katılır ve biliminsanıyla tartışıp konferanstan çıktıktan sonra tanımadığı bir kızın ,Makise Kurisu'nun bıçaklandığını, kanlar içinde yerde yattığını görür. Kankası, şişko ve hentai manyağı Hashida'ya yolda mesaj atar ve BUM! Bir anda beş gün öncesine döner. Çocukuklarından beri birlikte olan Mayuri  Hashida ile laboratuvar olarak adlandırdıkları ufak dairelerindedir Okabe. Bir şekilde telefonundan attığı mesaj onu beş gün öncsine göndermiştir. İşler ise kanlı canlı karşısında dikilen Kurisu ile karşılaşınca karışmaya başlar. Sonradan anlarlar işin aslını. Laboratuvarlarında kullandıkları, telefonla kumanda edilebilen mikrodalga fırınları olmuş mu sana zaman makinesi?!!!! Yaa! Tabii gçmişe kodlar gönderebilen bir zaman makinesinden bahsediyoruz.Moleküler transportasyon işleminden değil. O işlemi yapmaya çalışan ise bizim arakdaşlardan çoook daha büyük bir ar-ge; SERN. Evet, yanlış duymadınız. İsviçre'deki CERN bu hikayenin kötü çocuğu. John Titor ise SERN''in gelecekte yarattığı distopyayı durdurmak için geçmişe gelen bir asker. Daha fazla analtmadan keseyim burada. 


Daha ilk bölümden John Titor'dan bahsetmeleri benim yüzümü güldürdü.  Neden mi?


21 Ocak 2011 tarihli yazıma bakarsanız anlarsınız neden :) 




Hadi ufaktan bir spoiler da vereyim; animede bir de John Titor ile tanışıyorsunuz. O hikayeyi o kadar güzel işlemişler ki sırf John Titor ile ilgili olan bölümleri için bile izlenebilir bu anime. Ancak çoook daha fazlası var tabii!


Sürekli beş gün sonrasına mesaj gönderip geleceği değiştirmeye çalışan Okabe, Kurisu ve Hashida'nın laboratuvarına -Mayuri bilim işinde değil pek o DÜTTÜRÜÜÜ!- kısa zamanda esrarengiz üç hatun daha katılır; Faris, Amane Suzuha ve Moeha Kiryuu. Bizim ana üçlü SERN deneyleri hakkında daha fazla bilgi sahibi oldukça işler karmaşıklaşır ve olay gruptan birinin ölümüyle sonuçlanır. Bunun üzerine de Okabe, ölen karakteri kurtarmak için o ana kadar yaptıkları tüm değişimleri geri alıp ilk mesajı dönderdiği ana dönmeye çalışır.Ama tabii bu arada ne maceralar ne maceralar! Okabe'nin sinirleri de çelik gibiymiş vesselam ben The Groundhog Day'deki Bill Murray gibi intihar etmeyi filan denerdim herhalde. 

Analiz

 Parantez içinde "analiz" yazmam boş yere değil tabii. Animeyi tanıtmak bir yana, animenin analizini yapmak bir yana. Animenin kurgusuyla ilgili yapılabilecek tonlarca eleştiri var. Hele Kiryuu'ya "Sen niye bu bilgisayarı arıyorsun? Kimsin sen?" diye sormadan onu labortuvara dahil etmeleri, gelecekten geldiği belli olan Suzuha'ya "What's your purpose?" diye sormamaları başlı başına bir kara delik. Kurguyla iligli fazla konuşmadan ben karakterlere de değinmek istiyorum.


Hikayenin yaratıcısı tek bir kişi değil, bir grup gamer arkadaş. Bunun etkileri de zaten tüüüm animede hissediliyor. İlk başta, birçok hentai (Jaonca'da sapık demek hentai bu arada) göndermesi, şişko geek Hashida'nın iki boyutlu seviglileri ve fantezi dünyası animede komedi ögesi olarak kullanılıyor. Yani yaratıcılar da bir ölçüde kendileriyle dalga geçiyorlar burada, bunda zaten hemfikiriz sanırım. Ancak arkadaş, maşallah "Harem" türünde bir anime aslında Steins; Gate. (Harem de bir anime türü) Ortada bir tek Okabe var. Hashida komedi unsuru. Sonlara doğru güzel bir hikaye yazılıyor ona da ama o hikayede de beni rahatsız eden şeyler var. Neyse ilk Harem türünden bahsedeyim sonra ona geçerim.

Okabe on sekiz yaşında, tam Japon tipli, anlaşıldığı üzre görece tatlı-yakışıklı ve insanlara değer veren uçuk bir tip. Kadın karakterlerden de ilk olarak Mayuri ile karşılaşıyoruz. Okabe henüz yedi sekiz yaşlarındayken babaannesinin ölümü sonucunda intiharın eşiğine gelen Mayuri'yi hayata bağlamış ve bu ikisi bir daha da hiç ayılmamışlar. Mayuri yaşına göre çok çocuksu. Aralarındaki bağın çok güçlü olduğunu anlıyoruz. Tüm karakterler arasında birbirine en yakın olan ikili Okabe ve Mayuri. Bu arada her ne kadar kurtarıcı erkek- baba rolü oynuyorolsa da Okabe ikinci sezonda Mayuri'nin göğüslerinin iki kat büyümesi nedir? Niye böyle radikal bir değişikliğe gitmiş çizerler anlamak mümkün değil.

Sonaki karakterimiz ise Makise Kurisu; Okabe ve Kurisu arasındaki çekim zaten yadsınamaz. Hep bir grl gitler onlar şunlar bunlar. Hep var olan bir çekim.

Diğer karakter ise Kiryuu Moera, çok fazla görünmese de göründüğü zamanlarda yalnızca Okabe ile iletişim kurmayı tercih etmesi ve Okabe'nin evini bastığı zaman olanlar o bu şu... Bu hatun da Okabe'nin.


Faris; kilit noktalardaki karakterlerden biri. Okabe değiştirdikleri zaman çizgisini yine eski düzenine sokmaya çalışırken Faris'i kötü adamların elinden kurtarır ve... Hoop bu hatun da Okabe'ye gitti mi??

İşin en komedi kısmına geliyorum durun; aslında erkek olan ama kendini kadın gibi hisseden ve kadın kıyafetleri giyen Ruka Urishibara'nın aslında Okabe'ye uzun zamandır sırıl sıklam aşık olduğunu öğreniyoruz. Yemeğe bile çıkıyorlar. Ruka zaten Okabe'ninmiş.
Ruka o kadar "dişi" görünüşlü ki Okabe arada sırada kendine "Ama o erkek olm kendine gel!" demek zorunda kalıyor.

Geriye zaten tek karakter kalıyor; Suzuha.  Aralarındaki ilişki güçlü ama hiçbir zaman başka yönlere kaymıyor. Zaten sonradan öğreniyoruz ki Okabe Suzuha'nın amcasıymış ( kan bağı olmasa da) . En azından Suzuha ona "Amca" diyor. 




Doktor bu ne? Hikayede iki erkek karakter var, biri Hashida, Okabe'nin hiçbir zaman rakibi olamayacak bir arkadaş.  Hiç olmazsa yaratıcılarının kendilerini Okabe'nin yerine koyduklarını ve hiçbir şekilde başka bir "sivrilebilecek" bir erkek karaktere bile tahammül edemediklerini düşünüyorum. Sonradan çok güzel toparlıyor ama. Bayağı güzel toparlıyor. Ama ilk yirmi bölüm böyle geçiyor abov ya!



İkinci ladım baba-kız, kurtarıcı erkek- kurtarılan kız rollerine. Abi bu ne? Karakterlerin heeepsinin -zaten hepsi kız- babalarıyla problemleri var. Kurisu'nun babası zaten apayrı bir dünya. Kurisu'nun dehasını deliler gibi kıskanan bir biliminsanı. Kurisu'yu babasının elinden kurtaran kim peki? Hadi tahmin edin! Kim olabilir? Tabii ki Okabe yani  bu da soru mu? 

Farisz zaten babasına aşık. Tabii bunda onu kaybetmiş olmasının etkisi var diyebilirsiniz ancak geçmişi değiştirdiği zaman bile babasıyla arasının nasıl olduğunu gördük. Ama sonunda ne oluyor? Okabe Faris'i kurtarıp baba rolünü üstleniyor ve Faris geçmişi olması gereken haline döndürme gücünü buluyor kendinde. Hani sırf Okabe sayesinde değil bu, bayağı realist bir kızcağız. Realist olmasa zaten kurgu yürümezdi. Neyse. "Benim kurtarıcımsın" deyip Okabe'ye sarılmalar filan. Oh oh!

Sonradan öğreniyoruz ki Suzuha onca yolu babasını bulmak için arşınlamış, bulamamış, depresyona girmiş filan. Neyse muradına erdi. 

Mr. Braun'un bile minik kızı var. Her şey kızım için replikleri geçip duruyor arada zaten.

Anne manne görmüyoruz zaten hikayede. Herkes baba. Moera anne figürü istermiş bir. Ulan onun anne sandığı tip bile erkek çıktı! Var mı böyle bir sapkınlık ya?

Okabe'nin kurtardıkları arasında Mayui'yi saydım en başta. Meğer Okabe bir de Ruka (bizim erkek olan ama kı gibi giyinen) arkadaşı da kurtarmış geçmişte. Ruka ile dalga geçiyorlarmış işte Okabe de onu kurtarmış o günden beri Ruka Okabe'ye sırıl sıklam aşıkmış ama erkekmiş olmazmış. Merak etme Ruka'cığım Okabe tarafından kurtulan kurtulana zaten. 


Çok normal duran ancak tüm bu yzdıklarım göz önüne alındığında iyice saçmalaşan sahnelerden biri de on sekiz yaşındaki Suzuha'nın on sekiz yaşındaki bir "tipin" babası (Mayuri "Birbirinize çok yakışıyorsunuz." dedikten sonra oluyor bu olay) olduğunu anlaması ve sarılma sahnesi. İzlerken gözüme güzel görnümüştü ama işte hepsi birleşine Capon hentai sanatı sen nelere kadirsin, diyor insan. 


Yorumlamalarım hakkında bir eleştiriniz, ekleyeceğiniz bir şey varsa çekinmeyin lütfen. Yorum yapın alta tartışalım.















QuickEdit

You Might Also Like

Infinyteam