-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

Yaşamın Formülü



Şatırım olmadığından gugıl'da arattım. Arkadaşlar filan ama hepsi bir kişiye bakıyor. Alfa malfa olmayı söylemeyeceğim o yüzden daha foto altı caption'ından terk eyleyebilirsiniz.

(Yalnız kemıl gömlekli kırmızılıya çok fena bakmış. Yapmayın siz öyle, bir tenhada filan bakın en azından. )


Yok, yok. Öyle "Hayatınızı güzel geçirmek için yapmanız gereken 10 şey" tarzında bir şeyler geveleyip "Evrene olumlu mesajlar gönderin, kalbinizin sesini dinleyin filan da demeyeceğim. Dinlemeyin kalbinizi zaten ne gereği var? Bir şey söylemiyor o. Üzgünüm bu kadar direkt olduğum için  :(

Bahsedeceğim şey, daha çok dünya üzerindeki her şeyin matematik işlemlerinden ibaret olması üzerine. Hıııı, hani o en sevdiğimiz ders var ya, aslında hayat = matematik. Matematiği hayatım boyunca ne çok sevdim ne de nefret ettim. Ancak şimdi anlatacaklarım için zaten herhangi bir işlem yapmanıza gerek kalmayacak. Yine de, bazı karmaşık durumlarda olayları düzleme -bu durumda beyaz bir kağıt üzerine oluyor- indirgerseniz her şey beeeyle açık seçik görünür. Ne zaman bu yöntemi kullancağınız da size kalmış.

Çok büyük bir laf attım ortaya," hayat matematiktir," dedim. Altını da bir şekilde doldurmam gerekiyor tabii. Heh, geliyor geliyor =)

Nedenler sonuçlara götürür.



Dünya üzerinde her şeyin, düşüncelerin bile arasında bir bağ vardır. Mistik bir bağ değil bu bahsettiğim; yalnızca, insan olarak sınırlı varlıklar olduğumuz için düşüncelerimizin de sınırlı olduğunu ve her ne kadar farklı veya yaratıcı fikirlerle dolu olduğumuzu düşünürsek düşünelim aslında yüzyıllar, hatta bin yıllardır belirli bir çemberin içinde dönüp durduğumuzu söylüyorum.

Davranışlarımız ve düşüncelerimiz belirli örgüler izliyor ve bu örgüler de bizleri belirli kararlar almaya veya belirli davranışları gerçekleştirmeye itiyor.

Açık konuşayım derken olayı daha da çorba etmiş olabilirim. Örnekle açıklamak en doğrusu olacak sanırım:

Örneğin, bir iş yerindesiniz ve insanlarla iyi geçinmek istiyorsunuz. "Beni sevsinler," diyorsunuz. Aynısı okul için de geçerli olabilir. Bunu gerçekleştirmek ve sosyal becerilerinizi geliştirmek için yalnızca birkaç başarısız denemeye ihtiyacınız ve etrafınızı iyice gözlemlemenize ihtiyacınız var. Sonrası ise o kadar kolay çözülecek ki, insan ilişkilerinin bu kadar basit olduğunu görünce işe siz bile şaşıracaksınız. Nasıl davranmanız, hangi mimikleri takınmanız veya hangi sözleri seçmeniz gerektiği size kalmış, ancak unutmayın asla; nedenler sonuçlara götürür ve dünyada her şeyin, düşüncelerin arasında bile birer bağ vardır.

Sizin belirlediğiniz kalıp davranışlara, ses tonuna ve mimiklere çok farklı sosyo-kültürel temelli insanın çok benzer tepkiler verdiğini görünce sakın şok olmayın. Yukarıda bahsettiğim gibi; sınırlıyız. Tabii davranışlarınızı karşınızdaki kişinin yaşına, ekonomik durumuna, kişiliğine göre biraz değiştirebilirsiniz ancak alacağınız geri dönüşlerin ihtimalini en aza indirgemek açısından bunları minimumda tutmak sizin açınızdan çok daha rahat olacaktır. Bu şekilde karşınızdaki kişinin sizin davranışlarınıza hangi tepkiyi vereceğini kontrol altına almış olursunuz.

Kulağa biraz garip geliyor. Ancak bunu zaten hepimiz yapıyoruz. Çoğu zaman bilinçsiz, çoğu zaman da yanlış yerde. Belirli örgüler -pattern- izleyerek bu davranışları gerçekleştirirseniz, karşınızdakinin de beklediğiniz tepkiyi vereceğine emin olabilirsiniz.

Sosyal yaşamı devasa bir matematik problemi gibi gördüğünüz sürece hiçbir sorununuz kalmayacak; bu problemi her seferinde x yerine y, y yerine z vererek çözüp aynı sonuçlara ulaştıkça da işler daha da eğlenceli hale gelecek.

Bu denklem hemen hiçbir zaman şaşmasa da (bahsettiğim, davranışınızın karşınızdaki kişiye göre minnaaacık değişmesi asıl olay) davranışları kontrol altında tuttuğunuzu gördüğünüz ve siz daha karşınızdaki kişi ağzını açmadan ne diyeceğini bildiğiniz için işler sıkıcılaşmaya başlayabilir ve "İplerimi salmak istiyorum. Acaba ne diyecek bu insan / insanlar? diye endişelendiğim günleri özledim," de diyebilirsiniz. 

Valla bu işin bir gidişi var, dönüşü zor  :/

Çok iddialı konuştum ya. Nedeni de, bu algoritmanın doğruluğunu bana sürekli, durmadan kanıtlaması ve sıkıntıdan artık isilik çıkarma durumunda olmam. Neyse ki arada kafayı kırıyorum, güçsüzleşiyorum ve karşımdakinin tepkilerini umursamıyorum da kendime geliyorum.


Anam sıkıldım ben.

QuickEdit

You Might Also Like

Hiç yorum yok

Infinyteam