My name is Barry Allen and I am the fastest man alive!
Diziyi izleyenler muhtemelen bu alışkındır. Henüz izlememiş olanlar içinse bir ısınma olsun hikayeye.
The Flash. Şu ünlü, kırmızı kyafetli, şimşek simgeli "dünyanın en hızlı koşan adamı". Hikayesini bilmiyorsanız bile The Big Bang Theory'nin as adamı Sheldon Cooper'ın kendisinden bahsettiğini defalarca duymuşsunuzdur. Ne var ki Flash tek bir kahraman değil. Barry Allen'ın dışında Flashlar da var. Benim gayem burada diziyi anlatmak. (gerçi dizinin ikinci sezonunda da diğer Flashlarla tanışmaya başlıyoruz yavaş yavaş) The Flash'ta ise ne olursa olsun, kaç tane Flash ile tanışırsak tanışalım, baş kahramanımız Barry Allen olacak. Bence de olsun. Uzun zamandır bu kadar içime sinan bir "kahraman" olmamıştı. Bunda Grant Gustin'in tam da istenilen adam olmasının ve bu rolü çok iyi kotarmasının rolü büyük tabii. Yapımcıların aradıkları castı hayal edebiliyorum. Şöyle havalı olmayan ama sevimli, içe dönük ama değil gibi de, geek görünümlü ama yeri geldiğinde sert de olaiblen ancak mutlaka ve mutlaka adalet duygusu gelişkin ve duygusal genç bir çocuk arıyorlardı, Grant Gustin'i buldular. Hah, yeri gelmişken söyleyeyim, The Flash'ın filmi de çekilecek ve 2016 yılının sonunda vizyona girmesi planlanan The Flash filminde Barry Allen karakterini We Need to Talk About Kevin filminden tanıdığımız Ezra Miller canlandıracak. Ezra'nın halet-i ruhiyesinden (bu sözü ne zaman kullansam aklıma turkishmusic.org'daki sezen aksu tartışması geliyor. "Sende o... ç.luğu halet-i ruhiyesi vvar" gibi efsane bir söz geçiyordu içinde. Neyse, öhöm) kendisinin biraz daha soğuk ve kararlı bir Barry Allen olacağını çıkartıyorum ben. Karakter olarak da Ezra Gustin'e göre biraz daha dengeli bir insan portresi çiziyor. E, bu da mutlaka karaktere yansıyacak. Dizisi beklenen de güzel. Bakalım filmi nasıl olacak?
Öncelikle belirtmekte fayda var; The Flash, The Arow adlı dizinin spin-off'u olarak ortaya çıktı. Bu nedenle benim gibi The Arrow'u takip etmeyenler ilk başta biraz bocalayabilir zira The Arrow'un karakterleri arada gelip The Flash'a da uğrayıveriyorlar böyle sinerji oluyor. Ama bana The Arrow'u izlettiremediler bir türlü. İkinci sezonda da bu tarz birkaç bölüm olacakmış. Bana ne izlemicem ben The Arrow'u. Zorla mı arkadaşım?
Siz rahat olun. The Flash başlı başına çok güzel film ve kendisi tek başına bilim kurgu, zaman yolculuğu, fizik, kimya, biyoloji, müthiş ana karakter, müthiş yan karakterler, sosyopat bilimadamı, sevimli geek kahraman, güzel dövüş sahneleri, güzel görsel efektler ihtiyacınızı tek başına karşılayacak güçte. Çok sağlam bir ekip hazırlamış. İkinci sezonunda ilk bir- iki bölüm tökezledi ancak sonradan bir açıldı biiiir açıldı!!!!!! Amaninbooow!!!! Aman nazar değmesin. Tü tü tü!!
Hikaye de kısaca şöyle, Barry Allen'ın annesi Barry henüz dokuz yaşındayken sarı-kırmızı bir "ışık" tarafından öldürülmüş, polis ise görgü tanıığı olarak dokuz yaında bir çocuğa inanmadığından ve bittabii sarı-kırmızı bir ışığın annesini öldürme ihtimali olamayacağından (!) babasını tutuklayıp cinayetten hoop hapse atıyorlar. Adamcağız da doktor filan, böyle önemli biri yani. Yazık. (mı acebaa?)
Bie günde anasız babasız kalan minik Barry'miz de babasının yakın arkadaşı Joe West tarafından evlatlık ediliniyor ve Barry Joe ve kızı Iris West ile birlirlikte yaşamaya balşıyor. Sessiz, kendi halinde, içtn içe Iris'e aşık ancak bunu söylemeye cesareti olmayan bir genç olarak yetişiyor. Fizik vekimya dallarında öğrenim görüyor ve CIA'de çalışamya başlıyor. Ta ki Future Labs adlı laboratuvarın, Doktor Harrison Wells önderliğinde yaptığı "Parçaçık hızlandırıcı" deneyi bir kaza sonucu ters gidip, patlayana ve Central City'deki birçok insana süper güçler kazandırana kadar. Bizim Barry hangi süper güce sahip oluyor dersiniz? Hadi bir tahmin edin! Eveeet!!! Uçabiliyor!
Uçmuyor tabii. Yuttunuz hemen dii miiiii? Koluyor koşuyor! Aynı zamanda da hücreleri çok hızlı iyileşiyor. Her şeyih ızlı arkadaşın artık anlayacağınız. Future Labs'ta, Dr. Wells ve olay sonrasında Wells'i terk etmeyen iki biliminsanı, Caitlyn ve Cisco Barry'ye gücünü nasıl kullanacağını öğretmeye çalışıyorlar. Barry ise bir yandan annesine o gece ne olduğunu anlamaya çalışırken, bir yandan da Future Labs ekibi, Joe West, platonik aşkı Iris ve polis olan Joe'nun partneri, aynı zamanda da Iris'in sevgilisi Eddie Thawne ile birlikte patlama sonrasında süper güç sahibi olup Central City'nin altını üstüne getiren mutantları yakalıyor.
Tabii bu arada, süper güçlere sahip olmasalar da kahramanlarımızın başına sürekli dert açan suçlular, Captain Cold ve Mick Rory'yi unutmamak gerek. Bence bu ikiliyi bir yerden hatırlayacaksınız!
Diziyi izleyenler muhtemelen bu alışkındır. Henüz izlememiş olanlar içinse bir ısınma olsun hikayeye.
The Flash. Şu ünlü, kırmızı kyafetli, şimşek simgeli "dünyanın en hızlı koşan adamı". Hikayesini bilmiyorsanız bile The Big Bang Theory'nin as adamı Sheldon Cooper'ın kendisinden bahsettiğini defalarca duymuşsunuzdur. Ne var ki Flash tek bir kahraman değil. Barry Allen'ın dışında Flashlar da var. Benim gayem burada diziyi anlatmak. (gerçi dizinin ikinci sezonunda da diğer Flashlarla tanışmaya başlıyoruz yavaş yavaş) The Flash'ta ise ne olursa olsun, kaç tane Flash ile tanışırsak tanışalım, baş kahramanımız Barry Allen olacak. Bence de olsun. Uzun zamandır bu kadar içime sinan bir "kahraman" olmamıştı. Bunda Grant Gustin'in tam da istenilen adam olmasının ve bu rolü çok iyi kotarmasının rolü büyük tabii. Yapımcıların aradıkları castı hayal edebiliyorum. Şöyle havalı olmayan ama sevimli, içe dönük ama değil gibi de, geek görünümlü ama yeri geldiğinde sert de olaiblen ancak mutlaka ve mutlaka adalet duygusu gelişkin ve duygusal genç bir çocuk arıyorlardı, Grant Gustin'i buldular. Hah, yeri gelmişken söyleyeyim, The Flash'ın filmi de çekilecek ve 2016 yılının sonunda vizyona girmesi planlanan The Flash filminde Barry Allen karakterini We Need to Talk About Kevin filminden tanıdığımız Ezra Miller canlandıracak. Ezra'nın halet-i ruhiyesinden (bu sözü ne zaman kullansam aklıma turkishmusic.org'daki sezen aksu tartışması geliyor. "Sende o... ç.luğu halet-i ruhiyesi vvar" gibi efsane bir söz geçiyordu içinde. Neyse, öhöm) kendisinin biraz daha soğuk ve kararlı bir Barry Allen olacağını çıkartıyorum ben. Karakter olarak da Ezra Gustin'e göre biraz daha dengeli bir insan portresi çiziyor. E, bu da mutlaka karaktere yansıyacak. Dizisi beklenen de güzel. Bakalım filmi nasıl olacak?
Bu dizideki Barry Allen, Grant Gustin
Bu da filmde Barry Allen karakterini canlandıracak olan Ezra Miller.
Öncelikle belirtmekte fayda var; The Flash, The Arow adlı dizinin spin-off'u olarak ortaya çıktı. Bu nedenle benim gibi The Arrow'u takip etmeyenler ilk başta biraz bocalayabilir zira The Arrow'un karakterleri arada gelip The Flash'a da uğrayıveriyorlar böyle sinerji oluyor. Ama bana The Arrow'u izlettiremediler bir türlü. İkinci sezonda da bu tarz birkaç bölüm olacakmış. Bana ne izlemicem ben The Arrow'u. Zorla mı arkadaşım?
Siz rahat olun. The Flash başlı başına çok güzel film ve kendisi tek başına bilim kurgu, zaman yolculuğu, fizik, kimya, biyoloji, müthiş ana karakter, müthiş yan karakterler, sosyopat bilimadamı, sevimli geek kahraman, güzel dövüş sahneleri, güzel görsel efektler ihtiyacınızı tek başına karşılayacak güçte. Çok sağlam bir ekip hazırlamış. İkinci sezonunda ilk bir- iki bölüm tökezledi ancak sonradan bir açıldı biiiir açıldı!!!!!! Amaninbooow!!!! Aman nazar değmesin. Tü tü tü!!
Hikaye de kısaca şöyle, Barry Allen'ın annesi Barry henüz dokuz yaşındayken sarı-kırmızı bir "ışık" tarafından öldürülmüş, polis ise görgü tanıığı olarak dokuz yaında bir çocuğa inanmadığından ve bittabii sarı-kırmızı bir ışığın annesini öldürme ihtimali olamayacağından (!) babasını tutuklayıp cinayetten hoop hapse atıyorlar. Adamcağız da doktor filan, böyle önemli biri yani. Yazık. (mı acebaa?)
Bie günde anasız babasız kalan minik Barry'miz de babasının yakın arkadaşı Joe West tarafından evlatlık ediliniyor ve Barry Joe ve kızı Iris West ile birlirlikte yaşamaya balşıyor. Sessiz, kendi halinde, içtn içe Iris'e aşık ancak bunu söylemeye cesareti olmayan bir genç olarak yetişiyor. Fizik vekimya dallarında öğrenim görüyor ve CIA'de çalışamya başlıyor. Ta ki Future Labs adlı laboratuvarın, Doktor Harrison Wells önderliğinde yaptığı "Parçaçık hızlandırıcı" deneyi bir kaza sonucu ters gidip, patlayana ve Central City'deki birçok insana süper güçler kazandırana kadar. Bizim Barry hangi süper güce sahip oluyor dersiniz? Hadi bir tahmin edin! Eveeet!!! Uçabiliyor!
Uçmuyor tabii. Yuttunuz hemen dii miiiii? Koluyor koşuyor! Aynı zamanda da hücreleri çok hızlı iyileşiyor. Her şeyih ızlı arkadaşın artık anlayacağınız. Future Labs'ta, Dr. Wells ve olay sonrasında Wells'i terk etmeyen iki biliminsanı, Caitlyn ve Cisco Barry'ye gücünü nasıl kullanacağını öğretmeye çalışıyorlar. Barry ise bir yandan annesine o gece ne olduğunu anlamaya çalışırken, bir yandan da Future Labs ekibi, Joe West, platonik aşkı Iris ve polis olan Joe'nun partneri, aynı zamanda da Iris'in sevgilisi Eddie Thawne ile birlikte patlama sonrasında süper güç sahibi olup Central City'nin altını üstüne getiren mutantları yakalıyor.
Dizinin en büyük getirilerinden biri, Cisco gibi müthiş bir karakteri barındırması. Müthiş ya!
Tabii bu arada, süper güçlere sahip olmasalar da kahramanlarımızın başına sürekli dert açan suçlular, Captain Cold ve Mick Rory'yi unutmamak gerek. Bence bu ikiliyi bir yerden hatırlayacaksınız!
