Anime / Manga Önerileri 36: Boku no Hero Academia

Bahar 2016 anime sezonunu öve öve bitiremiyorum. Her biri ayrı bir değer. Çarkıfelek'te "Ay bilemedim turanj mı mavi mi yeşil mi yaaa" diyen, yarışmaya Bolu'dan katılan üç çocuk annesi ev kadını gibiyim. İzleyip de beğenemdim bir iki tane anime de var. Onlar hakkında öneri yapmayacağım ancak sosyal medya mecralarından her birine -sanki çok yetkili bir şahsiyetmişim gibi- on üzerinden puan vereceğim. Yoksa bu dönemin animeleriyle başa çıkma şansım yok. Hele yaz dönemi animeleri gelince iyice delireceğim. Yaz dönemi animeleri de muhteşem!



Şimdi arkanıza yaslanın ve geleceğin "kült eserlerinden" sayılacak bir manga / animeyle tanışmak için kendinizi hazırlayın. Gerçi geleceğin demem yanlış oldu; Shounen Jump'ta yayımlandığı ilk günden beri bangır bangır "Ben bir klasik olacağım" dedi Boku no Hero Academia. One Punch Man'in ikinci sezonu için en az bir yıl beklemek zorunda olduğumuz gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldığımız bu dönemde Boku no Hero Academia imdadımıza yetişti, yüreklerimize su serpti. Tabii bir bölümümüz iki seneye yakın zamandır mangasını takip ediyor. Onları tenzih ederek, süper güce sahip insanlarla, villainlerle ve kahramanlarla dolu olan bu dünyayla yeni tanışacaklara yapacağım önerimi. (Mangasını takip edenler de okuyabilir tabii. Ayrımcılık yapmayayım)

Gelin itiraf edeyim köşemdeyim şu an. Boku no Hero Acedemia'dan söz edildiğini çok duymuş, ancak bir türlü mangasına başlayamamıştım. Yazıklar olsun bana! Böylesi büyük bir başyapıt olma potansiyeli olan mangayı kaçırmışım ellerimden. Animesine verilen emek (ve finansal destekten) yapımcıların da Boku no Hero Acaemia'dan beklentisinin yüksek olduğunu görüyoruz. O nasıl bir OST'dir? Olaylar havaya sokmuyorsa arkada çalan müzik olayın içine çekiyor insanı. Dubstep seven bir insan olarak Kiseijuu no Kakuristu'nun OST'sinin yanında "yürüyüş yaparken dilnlemelikler"e ekledim Boku no Hero Academia'nın OST'sini.



Efenim Boku no Hero Academia, dünya üzerindeki popülasyonun yüzde sekseninin çeşitli süper güçlere sahip olduğu bir evrende geçmekte. Ortalıkta ateş üfleyebilen, elini kolunu uzatabilen, gözünden burnundan su çıkartabilen insanların cirit attığı bu ilginç mi ilginç dünyayı süper kahraman olma hayaliyle yanıp tutuşan Izuku Midoriya'nın gözünden görüyoruz. Henüz üç yaşındayken All Might adlı, tüm süper güçlerin de üzerinde bir güce sahip olan ve bunu villainleri ortadan kaldırmak için kullanan kahraman gibi olmak istedğine karar verir Izuku. Cisimleri dokunmadan hareket ettirebilen annesi de Izuku'nun "süper kahraman" olma hayalini destekler. Ancak bir sorun vardır; genelde üç-dört yaşlarında ortaya çıkan özel güçler Izuku'da belirmemiştir. Minik Izuku'yu doktora götüren annesi Izuku'nun şanssız yüzde yirmilik dilime olduğunu öğrenir. Henüz dört yaşındayken tüm hayalleri yerle bir olan Izuku, süper kahraman olma hayalinden vazgeçmez ve orta son sınıftayken bile hiçbir süper gücü olmamasına karşın, en güçlü çocukların alındığı U. A. Academy'e girmekte ısrar eder. Kendisi dışında herkesin bir süper güce sahip olduğu sınıfında Izuku dışında U.A.'ya girmek isteyen başka bir kişi daha vardır; çocukluk arkadaşı Katsuki Baguro. Ateş (flame) ve patlama süper gücü bulunan ve gerçekten de yaşına göre çok güçlü olan Katsuki Izuku'nın "süper güçlüzlüğüyle" dalga geçer ve kendisinin boş yere hayal kuran bir velet olduğunu söyler. Süper güçlere sahip olmamasına karşın süper kahraman olma hayalleri kuran Izuku kararından vaz geçmez. Ve bir gün...



Katsuki tarafından hırpalandığı gün Izuku yolda yürürken her forma dönüşebilen, likit bir villain tarafından ele geçirilmeye çalışılır. Izuku tam pes edecekken bir süper kahraman çıkagelir ve Izuku'yu ele geçirilmekten kurtarır. Bu kahraman ALL MIGHT'dır! Hayallerinin kahramanını karşısında bulan Izuku ona yıllardır kafasını kurcalayan soruyu sormak için peşine takılır. All Might'ın güçsüz, ipsiz sapsız haliyle yüzleşen Izuku, o önemli soruyu sorar: "Quirk (süper güç) sahibi olmayan biri süper kahraman olabilir mi?"



Bu soruyu sorduğu anda Izuku likit villain'ın kaçıp şehri yerle bir ettiğini ve çocukluk arkadaşı
Katsuki'yi esir aldığının farkında değildir...

O kadaaar anime izledim, manga okudum, beni olayın içine çeken, heyecanlandıran, duygulandıran aralarından pek azıydı. Elfen Lied'i, Akame Ga Kill'i, Sword Art Online'i, Charlotte'u "-.-" yüz ifadesiyle izleyen biri olarak Boku no Hero Academia'yı büyük bir merakla,  ilgiyle izledim. Sonra da gidip mangasını hüplettim.

Boku no Hero Academia'yı açık ara dönemin en iddialı animesi olarak seçiyorum arkadaşlar. Çok beğendim. Öyle böyle değil. Ancak benim favorim değil. Tabii bunu yaşıma da verebilirsiniz. Bahar 2016 sezonunda yayımlanan favori animemi bir sonraki önerimde söyleyeceğim ^.^ Söylemememin sebebi de diğer animelere bakış açınızı değiştirmemek. Zira ben böyle ağır ağır giden, karmaşık, zihin oyunlu roman-manga-anime hastasıyımdır. (Bin sayfa olsun benim olsun hesabı) Benim favorilerimi çoğu kişi beğenmez (bknz. Tokyo Ghoul) o nedenle direkt söylemiyorum favorimi (:

Ama Boku no Hero Academia'yı ÇOK BEĞENDİM.

TURANJI SEÇTİM MEMEDALİBEY!