-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

Shutter Island


 Shutter Island, Dennis Lehane'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış. Martin Scorsese 'nin yönettiği, başrollerinde Leonardo Di Caprio , Mark Ruffalo ve Ben Kingsley'nin oynadığı bu film "ters köşe" tabirine oldukça uyuyor aslında. 

Filmin klasikleşmiş bir şaşırtmacalı son yapmış olması biraz hezeyan yaşatsa da karakterlerin cuk diye oturması, parçaları kendi kendinize birleştirmeye çalıştığınızda bile " Ya bu mantıklı ama sanki böyle de değilmiş gibi." şüphesi yaşatması filmin başarılarından birisi. Ayrıca keşke gerçek olsaydı olaylar ve "OO bütün gördükleriniz yalandı aslında. Kandırdıık!" demeselerdi sonunda. Çünkü bayağı iddialı bir film olmuş olacaktı öyleyse ve olayların tarihsel gerçeklikleri araştırılacaktı. Belki de yönetmen gerçek olduğunu bildiği şeyleri bu tür bir kurmacayla bize sundu. En azından birkaç kişinin aklını kurcalayıp araştırması için. Ya da Amerikalı'ların tipik komplo teorisi merakından başka bir şey değil yaptığı. Bilinmez...

Teddy Daniels Amerikan Ordusu'nda çavuşluk yapmış ve İkinci Dünya Savaşı' nda Almanya'ya giderek Yahudi kamplarını basmış, onlarca insan öldürmüş bir askerdir. 

Teddy'den ona Shutter Island adlı, üzerinde yalnızca bir akıl hastanesinin bulunduğu bir adada Rachel adında üç çocuğunu öldürmüş bir akıl hastası kadının kaçtığını ve bulunması gerektiğini söylerler. Teddy daha önce Shutter Island'da yapılan deneyler sonucunda delirdiğini iddia eden bir adamla tanışmış olduğu için bu öneriyi kabul eder. Yanına Chuck adında bir yardımcı koyarlar ve Teddy adaya varır. 

Akıl hastanesinin başkanı Dr.John Cawley'nin onu,bir şeyler bildiği için oraya çağırdığına ve onu da ilaçlarla çıldırtarak deli gibi göstereceklerine film ilerlerken ikna oluruz. 

Rachel bulundu diye bir hemşireyi gösteren Dr. Cawley'e hiç inancımız kalmaz. Ayrıca sürekli saklanan gerçek Rachel ile karşılaşması, Rachel'in bir doktor olduğunu, Amerikalıların burada deliler üzerinde çeşitli araştırmalar yaptığını, onları denek olarak kullandığını söylemesi bizi iyice germeye başlar. Rachel'ın hiç çocuğu olmamıştır ancak sırlarını açıklayacağını düşünen Amerikan hükümeti onun deli gibi gösterilmesini istemiş, ona suç atmıştır.

Filmin ilerleyen kesimlerinde " Vay bea doğru olabilir yalnız bunlar." Desek ve bayağı gaza gelsek de gerçekler hiç de düşündüğümüz gibi değildir.

QuickEdit

You Might Also Like

Hiç yorum yok

Infinyteam