Anime ve Mangalar
Polemiğin Tam Ortasında Bir Karakter Analizi; Ken Kaneki (Hasie Sasaki) -ve Sui Ishida-
Başlığın bulanık Türkçesi'ne bir açıklık getireyim; polemiğin tam ortasında olan biziz ve bu hengamede ben bir analiz yapıyorum. Bu bilgiyle bir daha okursak başlığı bir anlam kazanıyor :D
Kadın mı erkek mi bilmiyorum ama çok seviyorum Ishida'yı. Kendisi hakkında bildiğimiz şeyler bir edebiyat tutkunu olduğu, ve aynı zamanda dövmecilik yaptığı. Ahah! Aynı ben! (Dövmecilik işini ypamıyorum gerçi iki senedir ancak olsun. )
Ishida'nın çizimlerini ve karakterlerini Dostoyevski'nin tarzına benzetiyorum. Dostoyevski'nin kitapları kendi kendine konuşan, çapraşık karakterlerle ve doğru düzgün betimlenmemiş odalar, kilisler ve evlerle doludur. İnsanlar doludur Dostoyevski'de, mekanlar değil. Tokyo Ghoul'da da aynı boşluk hissi hasıl oluyor işte. Her yer karakter dolu ancak karakterler dışında odaklanacak bir şey yok. Mekan beitmlemelerinin bıraktığı boşluğu karakterlerin yoğunluğu karşılıyor. Zor ve yorucu karakterlerle dolu Tokyo Ghoul. Bu ağır hava özellikle Ken Kaneki, Eto, Uri ve Arima'da görülüyor.
Ishida'yı sevmemin bir başka nedeni de illa tutsun diye proje kahraman yaratmmıyor oluşu. Buna rağmen Tokyo Ghoul'un animesinin ortalama bir anime olmasına karşın çok popüler olması da tam oksimoron bir ortam doğruyuor tabii. Ancak animesini izleyip heyecanlanan ve mangasına başlayan kişilerin çoğu hüsrana uğrayıp bırakıyor mangasını okumayı. Neden? Çünkü manga Seinen türünde. Yani daha büyük yaştaki okuyuculara hitap ediyor. Çizimleri karışık ve karanlık. Karakterler sürekli heyecan uyandırmaktansa sizi sıkım sıkım sıkabiliyor (Oh yes. İşte bunu seviyorum!) Çoğu kişi Tokyo Ghoul:re'nin anca yarısına kadar sabredebildi. Forumlardan takip ediyorum. 56. volümden itibaren manga ivme kazanmaya başladı ancak 56 haftadır ilmik ilmik ilmik işlendi o olaylar. Yepyeni karkterlerle tanıştık. Haise Sasaki-Ken Kaneki git gelleri arasında kaldık. Arima-Haise ilişkisine daldık çıktık. Quinx Squad'dakilerle tanıştık. Quinx Squad üyelerinin ıncığını gıcığını öğrendik. (Hepsi arı ayrı çok başarılı ele alınış karakterler. Tokyo Ghoul döneminden çok daha ayrıntılı ve başarılı karakterler yaratmaya başladı Ishida. Ancak tabii sıktı bu bazı okuyucuları) İşin Tsukiyama ve Kanae tarafı var bir de tabii. Ben o yan hikayeleri de çok sevdim.
