Tür: Korku, gerilim, doğaüstü
Önerilerimin arasında hiç korkunçlu anime yoktu. Kore korku filmlerinin korkunçuğu, ilginçliği -ve de yer yer iğrençliği- su götürmez. Japonlar durur mu tabii onlar da yapmışlar en kralından bir korku-gerilim hikayesi. Another'ın aslı Yukito Ayatsuji'nin kaleme aldığı bir roman -dizisi-. Romandan uyarlama bir animesi, mangası ve filmi var. Ben animesi hakkında konuşacağım. Eminim kitabı çok daha güzeldir. Ben seviyorum valla animesini. Böyle insanın içinde boşluk duygusu uyandırn hikayeleri pek severim; korku-gerilim temalı olsun olmasın.
Japon animelerinin olmazsa olmazı nedir, sorarım size? Cevabınızı merak ediyorum.
a) Başlarda şirin görünen yandere manyak kız
b) Herkesin aşık olduğu yerden bitme lise hazırlık öğrencisi bir tip
c) Okul döneminin ortsında garip bir sınıfa kaydolan transfer öğrenci
Cevabımız tabii ki C!!!!
Eveet! Another'da da bir transfer öğrenci var. Şu ana kadar izlediğim tüm animeler içindeki en garip transfer öğrenci kendisi. Adı Koichi Sakakibara olan bu arkadaş babasının işi nedeniyle teyzesi, anneannesi ve dedesiyle birlikte yaşamaya başlar. Tam otuz altı yıldır "lanetli" addedilen sınıfa düşer şansı. Sınıf bir gariptir. Sınıftaki herkes bir gariptir. Sınıfta, eski bir sırada oturan Misaki Mei hepsinden daha da gariptir. İşim komiği, Misaki'yi görebilen tek kişi Koichi'dir.
Aynı Death Parade gibi tek gözlü, bebekli bir anime Another. Bana İlüminatili klipleri hatırlatıyor. Valla bir mesaj mı veriyorlar yoksa sırf ödümüzü korkutmak için mi yapıyorlar bunları bilemiyorum ama ben her halukarda korkuyorum o boş boş bebeklerden. Çok korkunçlar!
Göz bantlarından ve bebeklerden korkmuyorsanız, Another'ı gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz. Hele ki Baltalı Deli , aka Yuno Gosei'yi seviyorsanız, bu animeye bayılırsınız çünkü elinde testere, balta, musluk gibi bilimum aletle ortalıkta dolaşan onlarca manyak kız göreceksiniz. Eh, o strese ben de dayanamayı psikopata bağlarım. Hiç acımam. Gerçek diyorum.
Peki ne bu stres? Efenim, otuz altı yıl önce bu sınıfta Misaki adında bir çocuk ölmüş. Ancak arkadaşları ölümünü kabullenememişler ve sırasını boş bırakıp hayatlarına Misaki haaaala hayattaymış gibi devam etmişler. Hatta diploma töreninde Misaki'nin oturma yeri bile hazırlanmış. Toplu mezuniyet fotoğrafında ise Misaki'nin de olduğunu görmüşler sonra. Arkadaşları ve öğretmenleri Misaki'ye hayattaymış gibi davranarak "fazlalık" yaratmışlar. Her yıl ölü biri bu sınıfa gelir (Belki yılladır o sınıftadır. Belki ölü doğmuştur) ve bu ölünün kim olduğu ortaya çıkmazsa sınıftakiler ve aileleri teker teker ölmeye başlar. Ölü, ölü olduğunu bilmez, nasıl öldüğünü hatırlamaz. O nedenle tespiti de neredeyse imkansızdır. Öğrenciler her yıl birini "fazlalık" olarak seçer ve o kişiye yok muamelesi yapar. O öğrenci yoktur onlar için. Bu şekilde de sınıf fazlalıklarından kurtulur, lanet o yıl kendini göstermez.
Koichi'nin gelmesiyle fazlalık sayısı iki artan sınıf ne yapacağını bilemez. Ama Koichi'yi yok saymazlar ve ona iyi davranırlar. Ölümler başlayınca ise işler Koichi için tersine döner ve BUM!
Aslında animenin kurgusu hiç de fena değil. Hele ikizler ile ilgili hikaye pek hoş, pek güzel. Ancak ben sonundaki baltalı manyak kim, Koichi mi, ne, ne oldu, kimi öldürdü, niye, neden, amaç ne? onu pek anlayamadım. Eminim kitap serisinde ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır. Ancak benden bu kadar valla. Sonunu iyi anlayan varsa bana da anlatırsa sevinirim. Aklımda tek soru var:
"Şimdi Koichi manyak mıymış?"
