Tokyo Ghoul:re 78. Bölüm İnceleme

Tokyo Ghoul 77. Bölüm İncelemesi: http://www.sutunc.com/2016/05/tokyo-ghoulre-77-bolum-inceleme.html

Geçen haftaki "gövde"nin etkisi henüz geçmemişken Ishida bize yine travmalardan travma beğendirdi. Torso'nun hikayesi, küçüklüğü, babası... Hikaye o kadar güzel, çizimler de o kadar karanlık ve gerçekçi olmuş ki insanın içi üperiyor. Çok hoşuma gitti bu bölüm, çook!

Hafızanızı biraz kurcalayacağım. Efendim, Tokyo Ghoul:re'nin ilk zamanlarını düşünün, Mutsuki'nin kendini "korkunç bir yaratık" olarak düşündüğü, Haise kagunesini kullanınca "Ben de kontrolümü bu şekilde kaybedebilirim" şeklinde korktuğu zamanları hatırlayın. Hah!  Mutsuki'nin kontrolünü kaybetmekten korktuğu, kendini kontrol edilmezse canavara dönüşecek bir yaratık olarak gördüğü anlardan bahsediyorum. Bu bölümleri hatırladık, cepte. Şimdi de 78. bölümümüze,  Mutsuki CCG dedektifleri tarafından sorgulandığı  ana dönelim. Dedektif, açıkça haipste -gözaltında- bulunan Mutsuki'ye "Gerçekleri söyle, ailene ne oldu?" diye soruyor. Mutsuki'nin cevabı ise: "Hatırlamıyorum".


Tabi Ishida durup durduk yerde Mutski ile ilgili kuguyla alakasız bir ayrıntı koymaz. Hele ki 16-17 sayfa süren bir mangada hiçbir gereksiz ayrıntıya yer verilmemesi gerekir. Bu nedenle deliriyor ya Tokyo Ghoul fanları; her çizgiden bin bir anlam çıkartıyorlar. Burada da aynı şekilde, Mutsuki'nin kendi ailesine bir şey yaptığı vurgulanıyor. Yıllar boyu babası tarafından tecavüze uğrayan Mutsuki'nin cinnet getirip babasını, annesini ve de erkek kardeşini öldürmüş olması muhtemel. Çıldırana kadar limitleri zorlandığı için de kendisi bu anları hayal meyal hatırlıyor ancak ailesinin ölüm sebebinin kendisi olduğunun farkında. Heh unutmadan da belirteyim; bunlar benim eyyorlamam. Olaylar çok farklı bir biçimde de şekillenebilir. Ancak, eğer Mutsuki bastırmak zorunda kaldığı nefretini bir anda kusan ve bu anda da önüne geleni asıp kesebilecek kadar gözü dönen bir arkadaşımız ise, geçen bölüm görüp de hakkında kabuslar gördüğümüz gövde Mutsuki'ye ait olmayabilir.



Ishida geçen hafta Twitter hesabı üzerinden Torso'nun en sevdiği ikinci karakter olduğunu belirtmişti. En sevdiği karakterin kim olduğunu bilmiyorum ancak Kaneki Ken olmadığına eminim. Tokyo Ghoul'un one shotındaki Kaneki Ken'in bizim bildiğimiz Kaneki-kun ile alakası yoktu. Daha çok kaslı maslı bir Furuta'ya benziyordu. (Furuta ve one shottaki Kaneki'nin "Souta" maskeleri aynıydı bu arada) Tokyo Ghoul'dan önce The Tale of Longing for Sex ve Penisman adında iki webcomic çıkartan bir adamın Torso'yu favorilerinden ilan etmesini garip karşılamamalıyız tabii. Allah bilir en sevdiği karakter de Jason filandır. Bu arada, Penisman'i okudum biraz. Komik bayağı. İşte bir süper kahraman var, bu adamın kafasının yerinde de şer vay, şey...öhöm öhöm. Ama komik yani.

Hah, belirteyim, sakın Torso'ya acıdıysanız ettiyseniz kendinizi suçlu hissetmeyin. Seinen türünün özelliği olan, karmaşk karakterler işini Ishida'nın çok iyi becermesinden (Tokyo Ghoul'da biraz daha kötüydü karakter yaratma konusunda ancak iyi geliştirdi kendini Ishida) böyle hissediyorsunuz. Yoksa shounen olsa, mangaka zaten size sevmeniz ve empati kurmanız gereken -işte kötü ama aslında içi iyi, iyi ama çevresi kötü vs.vs.- karakterleri gösterir. Siz de büyük bir coşkuyla o karakterleri çok sever veya onalrdan nefret edersiniz. Oysa gerçek hayat hiç de öyle değil.

Ishida Kaneki ve Mutsuki ile paralellik yaratıyor derken Torso ve Mutsuki arasındaki benzerliklere dikkat çekti bu bölümde. Babaları tarafından delirtilen iki velet. Tabi bu hiçbir biçimde Torso'nun yaptıklarını aklamaz veya Mutsuki'nin ailesini katletmiş olma ihtimalini "ya ama kız da ne çekti ya" şeklindeki gerekçelerle haklı çıkartmaz.  Ben buradan on sayfalık bir moral-etik yazısı bilem çıkartırım emmee boşverin. Kafa ütülemeyeyim şimdi.


Bir de kafamı kurcalayan bir şey var ancak umarım doğru çıkmaz. Uluslararası forumlarda Mutsuki'ye "he mi diyelim she mi diyelim" tartışması çıktı. Kan gövdeyi götürdü (yoksa Torso mu götürdü demeliydim? Ay ahahaha çok komiğim ya aaaaay ilahi ben) O sırada aklımda geldi; bu Mutsuki anne-babasından intikam alacağım derken yanlışlıkla erkek kardeşini öldürdüğü için onunla "birleşmiş" olmasın? Hani erkek kıyafetleri giyerek filan? Daha geçen bölüm Kurona'nın ikiziyle -büyük ihtimalle hem fiziksel hem de mental olarak- birleştiğini ya da en azından kendini öyle sandığını gördük. Tabii bir de tüm erkek kardeşleri öldürülünce onların ruhlarını da yaşatmak adına erkek kılığına giren Kanae var. Mutsuki de bu çarpık kardeş kompleksinin bir parçası olmasın sakın? Of olmasın ya. Kaçıncı bu? Ishida'nın iki ablası varmış. Çok iyi anlaşıyormuş ikisiyle de. Neden söyledim şimdi bunu bilmiyorum ancak öylesine bir anektod olsun.

İki bölümdür Kaneki-kun'ı görmedik. Bir-iki bölüm daha görmeyebiliriz. Amon bence Rue Island'da çıkacak. Akira-Amon karşılaşmasıın önümüzdeki üç bölüm içerisinde gerçekleşeceğine dair bahis açayım mı? Ne dersiniz?