Hazır Emir Kusturica'dan başlamışken Dom za Vešanje'yi es geçmek tabii ki olmaz. Türkiye'de, özellikle de 90'ların başında bebek olmayıp da biraz büyücek olan hemen herkes tarafından izlenildiğini düşünüyorum. En olmadı, herkes Ederlezi'yi biliyordur.
Emir Kusturica hakkında hiçbir fikri olmayan, filme eline kumandayı alıp kanalları zaplarken öylesine rast gelen birisi filmin başlangıcında 'Bu ne böyle ya saçma sapan.' veya 'Şaban filmi herhalde' diyebilir. Zira çoğumuzun Kusturica'yla tanışmasına vesile olan bu film, başından bize kendisinin apayrı bir çizgiye sahip olduğu imajını yaratmıyor. Zamanla anlıyorsunuz, 'Haa, demek ki onca karmaşa bu nedenleymiş.' diyorsunuz.
Film kısaca, çingenelerin yaşamını konu alıyor. Başrolde ailesinden kendisine geçen kinetik güçleri olan Perhan'ımız var. Kendisi kız kardeşini iyileştirebilmek adına zengin Ahmet'in peşinden İtalya'ya gidip dilencilik/soygunculuk vs bilimum kanun dışı işler yapmaya başlıyor. Kendi 'çingene' kimliğinden çıkıp, kendini bile tanımayacak hale geliyor. Şahsen filmin sonunu izlemek bana kötü geliyor. Canım filmi izlemek istediğinde sonunu izlemeden kapatıyorum çoğunlukla. Bir kez izledim, yeter o bana..
Kusturica'nın havyanları sembol olarak kullanma klasiğini bu filmde de görüyoruz. Perhan'a anneannesi bir hindi veriyor. Bu Perhan'ın çingeneliği, yerliliği.. Ancak dayısı hindisini kesip pişirdiğinde Perhan'ın içindeki çingenelik de ölüyor. Kız kardeşini de alıp Ahmet ile birlikte uzaklara gidiyorlar.
İkinci sembol ise gelin. Kusturica'nın filmlerinde mutlaka havalarda uçan gelinler görüyorsunuzdur. Kendisi üzerine araştırma yapmadım, o nedenle turnayı %100 isabet ettiremeyeceğim ancak 'gelinlik' bizim yurtta da, Balkanlar'da da 'Murat' anlamına gelir. Kusturica'nın burada 'geleneksel' bir şeyi kullanıp kullanmadığına emin değilim. Zira kendisi geleneklerin bayağı dışında olan ve onları yalnızca Türklerle paylaşıldıkları için bile yok sayabilen bir insan. Ancak burada bu gelinlikli hanım kızlarımızın 'yeniliği' ve 'mutluluğu' simgelediklerini söyleyebilirim. Underground'da savaş sonrası Yugoslavyası'nı doğurmuştu Blacky'nin karısı Vera. Burada da Azra, minik Perhan'ı doğuruyor. Kirlenmemiş, halen saf olan Perhan'ı..
1 yorum
Emir Kusturica'nın filmleri bambaşkadır, Kubric'in kısmen devamı diye düşünüyorum. Zira filmleri iç içe semboloji ile dokunmuştur. Hindi metaforunu çoğu kişi farketmiştir. Dİğer filmlerinde de kullanmıştır. Kanıca Hindi saf aşkı sembolize ediyor. Ruhsal Aşk, Perhan iyi ve naif bir insan olduğu için Aşkının peşinden gidiyor. Sevdiği kızı annesinden istemeye giderken, hindisi kendini takip ediyor. Bana söz ver filminde de kötü adam hindiye tecavüz ediyor. Yine çingeneler zamanında hindi perhanın amcası tarafından kesiliyor. vsvsvs...
Yorum Gönder