-->

Theme Layout

Boxed or Wide or Framed

Theme Translation

Display Featured Slider

Featured Slider Styles

Boxedwidth

Display Trending Posts

Display Instagram Footer

No

Dark or Light Style

Vahsi Nasil Vahsi Oldu?


Teknoloji, akil, bilim cagi... Uzaya cikiyoruz, en olmadi tabletlerimizden kizgin kuslar firlativeriyoruz. Fazlasiyla moderniz. Z cagi denilen cocuklarimiz teknolojik bilgiler hakkinda bize kibirli laflar ettikçe gururlaniyoruz. Sonucta super zekali. Olacak o kadar! Universite sinavlarina hazirlanayim derken binlerce gereksiz Turkce parafraf okuyan nesiller bilir, bu paragraflarin yuzde ellisi artik kimsenin kitap okumadigi, dijital bir cagda oldugumuz, insanin yalnizlastigi ile ilgili olur. Bazen o paragraflari okuyayim derken uzay zaman dongusunu bozarsiniz, "Bu lafi bir yerlerden hatirliyorum." dersiniz okudugunuz ayni konudaki 1213523. parafrag icin. Okudugunuza yaptiginiz ise alyenlesirsiniz. Marx Turk ve OSS'ye hazirlanan bir cocuga sahip olsaydi, alyenlesmenin modern halini en iyi yansitan durumun keisnlikle bu sinav sistemi oldugunu soylerdi. Saka yapmiyorum. 

Bizim bu alyenlesen bireylerimiz dijital dunyanin insani "teklilige" iteledigi konusunda yanip yakilan paragraflari okurlarken empati kavrimini da ogrenmekteler ayrica. Kendi basina bir odada tikilip yuzlerce soru cozmek zorunda kalan 17 yasindaki birey, karda kista, sadece kulturunden degil de ulkesinde herhangi bir toplumsal olay bas gostermedigi icin -yazar burada, bahsettigi ulkede "birlik ve beraberlige en ihtiyaç duyulan gunlerin yetersiz olusuna deginiyor- boyle siyahlar cekip depresiflesen Isvecli Norvecli kardeslerini anlamaya basliyorlar. Iyi tarafindan bakmak da lazim.

Herkes dijital, herkes pas ve isaret parmaklariyla bir seyleri buyultup kucultmekte usta ve bizim soru hazirlayicilarimizin korktuklari son gelmek uzere; dijital kitap uygulamalari bircok Avrupa ulkesinde hak olarka goruluyor ve bedava indirilebiliniyor! 

Sacma sapan bir girizgahtan sonra isin aslini ortaya dokmek bu paragrafa kaliyor, ne kafasi yasiyoruz biz? Oldum olasi insan irkindan beklentilerimi en asagida tuttum-ki bu nedenle de cok elestirildim. Aya oya buya cikip da halen mantik cercevesinde hareket edemeyen, humanist yaklasimlar gosteremeyen bir irk hiic bosuna boburlenmesin. Humanizm ve Komunizmin tamamen bir ust- akil yaratimi oldugunu dusunen birisi olarak bu gune kadar bunlari yapabilmemizin bile bir mucize oldugunu dusunuyorum. Evet, her ne kadar kuslar bocekler tatli pembe cicekler olsun dunyada diye dillendirsek de  bu insnaoglunun ozunde vahsi oldugu, yasamini surdurebilmek adina diger insanlari dusunmeden asagi cekecegi gercegini degistirmiyor. Eger bunu yapmiyorsa bile bunun nedeni kendi geldigi yerin orf ve adetleri bunu gerektirdigi icin oluyor- ki bu orf ve adetler de istendigi gibi yorumlanmaya acik olduklari icin genelde bu "ahlaksiz" kabul edilen davranislar bir sekilde kilifina uyduruluyor. 

Din konusu ise en sevdigim! Insanin kendi iradesi disinda bir ust mekanizma yaratip benligini ona adamasi ve odul-ceza sistemiyle gecen guzide hayatlar... Boyle yasayabilmek icin cok cabaladim (5-6 yaslarimdan 11-12 yaslarima kadar) ama olmayinca olmuyor iste bazi insanlar gercekten de iclerinde bu durtuleri daha az hissediyorlar. 


Nietzche'nin kitaplarini okumadigim, yalnizca dusuncelerini bildigim icin uzerinde pek fazla yorum yapmayacagim ancak "Ubermench" kavraminin bir baska aciklamasi da evrim sonucunda bazi insanlarda hayvani gudulerin cok daha az insani etki altina almasi olabilir. Dogustan tam bir hayvan gibi hareket eden ve bircok konuda bu hayvani icgudulerini bastiramayan insanlar, kendi alanini koruma, sahiplenme, digerlerinden nefret etme ( evet milliyetciligin muhafazakarliktan bile daha komik bir sey oldugunu dusunuyorum ) ve  baska insanlar/ varliklar uzerinde genelleme yapma hakkini kendinde gorebilme (bu konunun terisini yerine getirebilme konusunda  ben  de Nietzche de basarili olmamamisiz gordugunuz gibi) durumlarinin en temel, evrim oncesi durtuler olduguna inaniyorum. Toplum haline gelmemiz sonucundaysa insan evrim katinda bir basamak daha atliyor ve kendisine bir "lider" seciyor. Bu toplumsallasan insanlar, insan olmanin getirdigi akilalmaz hayalgucuyle (aslinda genis hayalgucu ve olumden sorna yasama inanc, ruhani dusunceler Neandarthaller'de Homosaphienslere gore cok daha fazlaydi ve biliminsanlari bugun olumden sonra yasam insancinin insanalra neandarthallerden gectigine inanmakta. Arada yan yana kabilelerde yasamilar Ortadogu ve Avrupa'da) mitler yaratiyor. Mit kahramanlari olusturuyor. Bir yandan da toplum icerisinde olmak teslimiyeti de beraberinde getiriyor ve etik uzerine kendi dusuncelerini olusturamayip kendilerine bir ust karar- kontrol mekanizmasi yaratarak neyin yanlis neyin dogru olduguna yapilan edimlemer sonucu  ulasabiliyor.

Bu asamadan sonrai ise karisik. Cunku insanlar izole bir bicimde yasamaktan cok daha ileriye gidiyorlar. Ticaret savaslar karisik toplumlar o bu su derken karsimiza karman corman, tek bir evrimsel surecte ilerlemeyen bugunku insan cikiyor. Dedigim gibi, pur insana en uygun ideoloji kapitalizmdir. Insan icgudulerine, hayatta kalma savasina ve kendi egosunu tatmin edebilme istegine ençok cevap veren ideolojidir kapitalizm. Ancak bu karman corman evrimsel donemde, bazi insanlar baska bir asamaya gecmeyi basariyorlar. Bu hop diye hemen olmuyor tabii ki. Temelinin atilmasi insanlarin kendilerinden farkli olanla temasa gecmesiyle basliyor. Aradan binyillar geciyor ve cok ama cok onemli, henuz tam formuna ulasamamis bir kavram cikiyor ortaya; empati. 15-16. yuzyilda insan cani almanin ne kadar kolay oldugunu aciklamama gerek yok. Farkilariyla iletisime gecen ve durtuleriyle kendi yaptilarini, halkini korumak amaciyla surekli savasan insanoglunun bir kismi bu farklilasmanin oteki yuzuyle karsilasiyor ve gunumuz modern dunyasinin temelleri atiliyor. Ilk romancilar, ilk yazarlar iste bu empati yapabilecek duzeye erismis ancak bu konuda farkindalik gelistirmemis olanlardir. Bu yazarlazin filozoflarin Antik Yunan'da ortaya cikmasi pek tabii raslanti degil. Ticaretin en yaygin oldugu, savasmanin yaninda kendi halki icerisinde empatiden kopup gelen bir aristoktarik demokrasinin oldugu yerde "digerlerini" merak etmek, onlarin duygularini dusuncelerini ogrenmek istemek son derece dogal bir evrilim. Empatinin kokenlerinin Antik Yunan'a mi yoksa Misir-Mezopotamya-Anadolu halklarina mi dayandigi mechul. Ben bu temellerin de uygarlik tarihi gibi Misir-Mezopotamya'da gelismeye baslayip Avrupa'ya acildigi gorusundeyim. Hititler ve Misirlilar arasinda yapilan Kades Antlasmasi'nda ise empatinin ortak cikarlarin bir sonucu olarak ortaya ciktiginin belgesi benim gozumde. Ancak humanistik anlamda, cikar gozetmeksizin empati yapmaya baslayan insanlarin Antik Yunan kokenli oldugunu soyleyebiliriz. 

Humanizm... Iste insan dogasina aykiri bir baska kavram. Hayvanlar zayif dogan yavrularini olume birakirlar ki sutleri diger yasayabilecek olan yavrularina yetsin. Bu kadar da basit bir bicimde anlatirim humanizmin insan dogasina aykiri, yalnizca modern insanlarda bulunabilen ve her ne kadar ogrenilebilinecek bir sey olsa da yalnizca cevre ile de edinilemeyen bir sey oldugunu. Kalitimsal olarak aktarilmagidi surece humanistik yaklasimlar ancak sozde kalmaya mahkumdur. Hicbir irkin alinmasina gerek yok cunku bizim ultra-modern addettigimiz ulkelerdeki bircok kural koyucu egitimle edindikleri ve baska turlu davranma ihtimalleri olmadigi icin insan oncelikli yasalari kabul etmekteler. Dogustan kendini hicbir yere ait hissetmeyen, dogayi saf bir bicimde seven, daha dogrusu herhangi bir bicimde saf bir bicimde sevebilen ve insanoncesi vahsi icgudulerinden ayrilmis kac kisi vardir dunyada? Evet, varlar. Shakespeare'den gunumuze bu tarz insanlarin (vahsi demeyecegim cunku vahsilik averaj bir insan icin son derece normal bir durum. yadsimamaliyiz ki hepimiz birer canavariz ve birbirimize saldirabilmek, kendi azinligimizi uste cikarmak ve geri kalani susturabilmek icin cilginca bir istek duyuyoruz) ne acilar cektiklerini en iyi romanlardan ogrenebilirsiniz. Hayir, Kirmizi ve Siyah veya Nana degil. Her ne kadar cok guzel romanlar olsalar da insanligin tum gecmisinden arinmis, bos sayfa kadar net olan bir emptatiye en yakin olanini Tolstoy'da gorebilirsiniz. O da tam degildir. Cunku dedigim gibi, hala vahsiyiz. Icimizdeki "insanlik" orani ne kadar artsa da evrimimizi tamamlamadik ve akilla ve mantikla varabildigimiz sonuclari genetiklerimize isletebilecek kadar da uzun yasamadik (yasayabilir miyiz de bilmem) 

Tolstoy ve John Lennon disinda aklima bu anlattigim insan olcutlerine yakin birisi gelmiyor. Hippiler'i katmiyorum arkadaslar onlar bir akimdi. Akimi baslatan ilk bir veya iki kisinin bu ust karar mekanizmasini kirip, kendi iradesiyle karar verebildiklerini soyleyebiliriz ancak Hippi Cagi da yapi  itibariyle Toplum Sozlesmesi'ni imzalamis, tarima yeni gecen insan topluluklarindan pek farkli degil. Ancak getirdigi dusunce tabii ki farkli ve bir adim olarak degerlendirilebilecek nitelikte.
QuickEdit

You Might Also Like

Hiç yorum yok

Infinyteam