Konuya dalmadan önce belirteyim; ahlak diye bir şey yoktur. Olmayan bir şey doğal olarak iyi veya kötü -veyahutta çirkin- de olamaz. Birzdan yazacaklarım da tamamen var olmayan kavramlar üzerine kuruludur. Bazılarımız bunu zaman kaybı olarak nitelendirebilir. O bazılarımıza canı gönülden katılıyorum. Bence de olmayan kavramlar üzerine atıp tutmak tamamen zaman kaybı. Bu var olmayan kavramlar - zaman kaybı ilişkisine o kadar çok şey dahil edebilirim ki listesini yapmak birkaç ay sürebilir. Bu var olmayan zaman kayıplarının içinde en önemlilerinden bir iki örnek vereyim de daha fazla oyalanmadan ahlak konusuna geri döneyim; var ettiğimiz kavramların en başında sanırım "annelik" ve "zaman" gelmekte. Zamanın tamamen farazi bir kavram olduğu konusunu ilerleyen zamanlarda detaylı olarak tartışacağım. Zaman kavramı zamanında kafamı çok yordu, çok zamanımı çaldı ancak zaman kaybetmeden kendime gelmeyi bildim. Geçtiğimiz hafta hayat amacıyla ilgili bir yazı kla...
Tokyo Ghoul'a Benzer, Dark Fantasy Türünde Anime Önerileri Çok direndim; dedim "Su yapma, etme. Böyle blog yazısı mı olur? " Ancak o kadar çok kişi o kadar farklı yerlerden bana ulaşıp "Tokyo Gohul'a benzer bir anime önerebilir misin?" diye sordu ki başka çarem kalmadı. Bir iki kez Twitter üzerinden yazdım, "Tokyo Ghoul'u sevenler şu şu animelere bakabilir" diye. Ancak Twitim gerilerde kaldığından ve -sağolun varolun- beni tanıyanların sayısı arttıkça Tokyo Ghoul'a benzer anime soranların sayısı da arttğından "Teker teker cevap vereceğime yazayım gitsin höhöhhhyt!" dedim en sonunda. İşte benzer animeler burada. Daha önce hakkında yazı yazdıklarımın yanına linkleri de ekledim. Merak ettiklerinize bakınız efenim. İşte karşınızda Tokyo Ghoul'a benzeyen, yarı-insanlı, canavarlı "dark fantasy" ve bilim kurgu ürünü animeler: 1) Ajin Hakkındaki Yazım: http://www.sutunc.com/2016/01/anime-manga-oneirleri...
Tür: Absürd komedi, seinen, ecchi Yönetmen: Noboru Iguchi Bölüm Sayısı: 9 Prison School'u tanıtan yazım şurada hemen: http://www.sutunc.com/2016/01/anime-manga-onerileri-22-prison-school.html Ben burada bu müthiş hikayenin dizi adaptasyonundan bahsedeceğim. Off! Yemin ederim karın kası yaptım Prison School sayesinde. Animesine ayrı, mangasına ayrı, adaptasyonuna ayrı gülüyorum. Arada yolda yürürken bir bölüm bir olay aklıma geliyor, kendi kendime kıkırdıyorum. Mangası ve animesini zaten çok seviyorum. Anime adaptasyonun çok iyi olduğunu düşünürken bir de en az anime adaptasyonu kadar iyi bir live action draması çıktı! -ve bitti bile!- Yirmi üç dakikalık dokuz bölümden oluşan bu şaheseri ne yapın edin izleyin. Animesini izlememiş, mangasını okumamış olabilirsiniz ancak direkt diziden başlasanız bile olur. O derece iyi bir adaptasyon. Karakterler tam kafamda canandırdığım gibi. Hikayenin ennnnnn sevdiğim iki bölümü çok çok çok güzel işl...
Tokyo Ghoul:re 64. Bölüm İnceleme Kafka, Murakami, Dostoyevski göndermeleri, alıntıları derken Sui Ishida yazar oldu çıktı başımıza. O kadar zevk alıyorum ki uzun uzun açıklamalı, sıkıcı muhabbetlerden sevincimden sandalyede duramadım bu haftaki bölümü okurken. Tam bir seinen türü manga şölenine tanık oluyoruz bir-iki aydır. Bir yandan Ishida'nın yılardır ilmek ilmek ördüğü düğümlerin açılışını izlemek hoşuma gidiyor, bir yandan da "Tokyo Ghoul bitiyor mu?" diye için için tırsıyorum. 64. bölüm itibariyle Rize ve V'nin CCG'deki ghoul ajanları ile ilgili bilgi sahibi olmaya başladığımızdan artık büyük düğüme, yani One-Eyed-King'in kim olduğuna oldukça yakın olduğumuzu sanıyorum. Biraz matem havasında geçecek bu seferki inceleme. Ama siz de üzülmeyin, One-Eyed-King ortaya çıkınca belki üçüncü bir hikayemiz daha olur. Hemen içimizi karartmayalım. Daha biteceğine dair hiçbir açıklama gelmedi. Eto'nun geçen haftaki açıklaması ben dahil ...
Sevgi! Aşk! İhtiras! Nefret! Tutku! Ve daha neler neler!.. Birazdaaan tam burada, sizlerle! Aslında iyi magazin muhabiri olurmuş benden de kariyer basamaklarını yanlış çıkmışım. Neyse. Sevgililer gününe özel bir tema oluşturayım dedim ve aklıma birbirine en çok yakışan -veya bizim yakıştırdığımız- çiftleri sıralamak geldi. Arada birkaçı "sevip de kavuşamayan" sıfatında olduğu için içinizi cız da ettirebilir. Bir de mutlaka unuttuğum, es geçtiğim çiftler vardır. Aklınıza gelirse Twitter'dan Facebook'tan oradan buradan yorumlarınızı esirgemeyin. Yine aynı benim yaptığım gibi, kurguda çift olmayan ancak sizin yakıştırdıklarınızı da ekleyebilirsiniz, hiç dert değil. İşte anime tarihinin en minnoş, en tontiş, en minnak, en dandiridundiri (sonuncusu olmadı, farkındayım) çiftleri! 13- Yuno Gasai & Yukiteru Amano (Mirai Nikki) Aşk, tutku ve ihtirasın yanında biraz da saykoluk ekleyince elde edeceğimi...
Brüksel'de geçen hafta büyük bir animasyon festivali vardı; Festival Anima. Yalnızca Japon animelerini değil, her türden animasyonu içeriyordu ancak ben "Japon Special" bölümünü resmen sömürdüm. Bir ay boyunca ise Sinematek'te birkaç kült animasyon filmi göslterilecek. Evaneglion 0.3'e gideceğim ben de! Ay oley! Capon Speyşıl kapsamında gittiğim filmerden biri de Mind Game idi. Akşamın onuna bu güzleim filmi neden koydular bilmiyorum ama siz siz olun, uykunuz varken, mayışmışken filan izlemeyin bu filmi. Eğer gerekirse yanınıza ekstradan enerji içeceği, Rilatin filan alın, kahve için ancak ayık olun filmi izlerken. Ben anladım filmi ama hala "Ya anladım ama bu kadar da kolay anlaşılacak film değildi acaba yalnış mı anladım?" sorusu var kafamda. "Bu sorunun çözümü bu kadar kolay olmamalı ya, kesin yanlış yaptım" düşüncesinin laciverti işte. Film ünlü Studio 4°C 'nin eseri. (Derece işaretini bulamayıp Wikipedya'dan...
